KADINA ŞİDDET (1) PDF 
Cumartesi, 10 Mart 2018 00:00

KADINA ŞİDDET (1)

Hocam saygılar, öncelikle bizi her konuda aydınlatan sizden yine bir görüş almak istiyorum hocam. Son dönemde gündemde olan sosyal doku vakfı başkanının erkeğin kadını döverek rahatlaması Allah'ın emridir görüşü gerçekten Kur'ânı kerimimizde yer almakta mıdır, aydınlatırsanız sevinirim, saygılar...

Cevap: Haşâ, bu söz dine iftiradır. Kur'ân, dövme hususunu erkeğin rahatlaması için değil, dik başlı, itaatsiz, huysuz kadını uslandırmak için en son seçenek olarak koymuştur. Şimdi bu konuda aşağıdaki izahımızı okuyabilirsiniz.  

"Allah, insanları birbirinden üstün kıldığı ve mallarından harca(yıp kadınla­rın geçimini sağla)dıkları için erkekler, kadınlar üzerinde yöneticidirler. Bundan dolayı iyi kadınlar itâ‘atkâr olup, Allah’ın kendilerini ko­rumasına karşılık (Allah’ın verdiği başarı ile) gizliyi ko­rurlar (kocalarına aslâ ihânet etmez­ler). Hırçınlık, etmele­rinden korktuğunuz kadınlara öğüt verin, yataklarda onlara sokul­mayın, onları dövün. Eğer size itâ‘at eder­lerse artık onların aleyhine başka bir yol ara­mayın. Çünkü Allah yücedir, büyüktür. Eğer (karı-kocanın) aralarının açılmasından endişe duyar­sanız, erkeğin âi­lesinden bir hakem ve kadının âilesinden bir hakem gönderin. Bunlar uzlaş­tırmak ister­lerse, Allah onların arasını bulur. Çünkü Allah (her şeyi) bilendir, haber alandır." (Nisâ: 98 (4)/34-35)

Kocasına itâat eden kadınları öven Allah Elçisi şöyle buyurmuştur: “Kadınların en hayırlısı şu kadındır ki kendisine baktığın zaman seni sevindirir, kendisine bir şey söylesen sözünü tutar, bir yere gitsen, arkanda kendi nâmusunu ve senin malını korur.” Sâliha kadını bu şekilde niteleyen Allah Elçisi, daha sonra: “Allah kimilerini kimilerinden üstün kıldığı ve mallarından harcayıp kadınların geçimini sağladıkları için erkekler, kadınlar üzerinde yöneticidirler” âyetini okumuştur[1].

Başka bir hadîslerinde de Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Kadın beş vakit namazını kılar, bir aylık orucunu tutar, nâmûsunu korur ve kocasına itâat ederse ona: ‘Hangi kapıdan dilersen oradan cennete gir!’ denilir.”[2]

Âyette, kocasına itâat etmeyen, tersine onun meşru emirlerine başkaldıran kadınlar uyarılmaktadır. Nüşûz, diklenmek, başkaldırmak, hırçınlık etmek demektir. Kocasına itâat eden sâliha kadınlar yanında, kocasının sözünü dinlemeyen, sürekli dırdırıyla evde huzur bırakmayan kadınlar da vardır. İşte âyetin ikinci şıkkında böyle huysuz kadınları eğitmenin yöntemi öğretilmektedir: Önce onlara tatlı dille öğüt vermeli, “Allah’tan kork, kocana itâat etmek senin üzerine farzdır” gibi sözlerle, hattâ bazı hediyelerle iyiliğe yöneltmeğe çalışmalıdır. Böyle yola gelmezse kadından ayrı yatmak etkili olabilir. Kocasını seven kadın, onun ayrı yatmasına dayanamaz. Hatâsını anlayıp yanlış tutumunu değiştirebilir. Fakat kadın bununla da yola gelmez, isyanda diretirse son çare olarak aşırı olmamak şartıyla dövülebilir. Dövme, başvurulacak son uslandırma yöntemi olarak anılmıştır. Başka eğitim yolları denenmeden bu yola gidilmez. Döverken de aşırılıktan sakınmak, kamçı ve sopa ile değil, bükülmüş mendil veya el ile Abdullah ibn Abbâs ve Atâ'ya göre misvâk ile dövülebilir[3].



[1]. Câmi‘u’l-beyân: 5/60; Feydu’l-Kadîr: 3/482; Mehâsinu’t-Te’vîl: 5/1219. İbn Mâce’de de aynı meâlde bir hadis vardır. Nikâh: 5

[2]. İbn Hanbel, Müsned: 1/191

[3]. Câmi‘u’l-beyân: 5/68

 

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş