MEHDÎLİK (2)
Salı, 02 Ocak 2018 00:00

MEHDÎLİK (2)

(...dünden devam)

Şîîler bu hadîsi oniki imâma işâret görürken, mutasavvıflar da bunu halîfe denilen ve her zaman var oldukları düşünülen oniki velîye işâret görmektedirler.

Hıristiyanlar, Îsâ’nın kabrinden, cesediyle göğe kaldırıldığına, son zamanda gökten inip Allah adına insanlar arasında hüküm vereceğine, suçluları cezâlandırıp, kendisine inanmış ve destek vermiş olanları ödül­lendireceğine inanırlar. İşte büyük ihtimalle bu inanç, şîîler arasında Mun­tazar İmam, sünnîler arasında da Mehdî şekline bürünmüş olabilir. Şîîler, ortadan kaybolduğu iddiâ edilen onikinci imamın, âhir zamanda çıkıp tam adâleti kuracağına inanırlar. Şimdi kabrinden kaybolup bir gün adâleti kurmak üzere yeryüzüne inecek olan Îsâ ile, ortadan kaybolup bir gün yine aynı ülküyü gerçekleştirmek üzere ortaya çıkacak olan Muntazar İmam inancı, hemen hemen birbirinin aynıdır. Değişik olan sadece isimlerdir.

Ehl-i Sünnet arasındada Mehdî inancı vardır. Fakat Mehdî, son zamanda Evlâd-ı Resûl’den yani Peygamber soyundan yetişen bir zatın, İslâm’ı yayacağı, imansızları yok edeceği şeklindedir. Kaybolmuş, ya da göğe çıkmış bir insanın, asırlar, belki binlerce yıl sonra ortaya çıkması veya inmesi değildir. Bu tarzdaki mehdî inancında akla aykırı bir şey yoktur. Mehdî, hidâyete götüren, doğru yola ileten kimse demektir. Bu anlamıyla her çağda İslâm uğrunda mücâdele veren ihlâslı liderlere Mehdî gözüyle bakılabilir. Ama Resulullah neslinden yetişecek asıl mehdî ne zaman gelir, onu bilemeyiz. Ortaya çıkacak olan böyle bir zata, bütün müslümanların birden bey‘at edip inanacakları da şüphelidir. Çünkü nice büyük dîn liderleri, ihlâslı insanlar çıkmıştır ki birçok müslüman ona inanmak, onu desteklemek şöyle dursun, ona cephe almış, onunla savaş­mıştır. Eğer Mehdî, her çağda yetişen dîn liderleri, İslâm için mücadele veren önderler değil de son zamanlarda yetişecek bir tek kişi ise, o geldiği zaman ona inanıp destek olanlara Allah güç versin.

Şunu da belirtmemiz gerekir ki İslâm'da âhâd haberiyle itikad sabit olmaz. Bizim gökten Îsâ’nın inmesini, yahut ortadan kaybolmuş imamın çıkmasını, ya da Mehdînin gelmesini beklemeğe ihtiyacımız yoktur. Bu inançlar, kesinlik ifade etmeyen bazı haberlere dayanır. Biz, ne Mehdî’yi inkâr ederiz, ne de mutlaka gelecektir, diye kesin hüküm belirtiriz. Çünkü âhâd haberiyle inanç kesinleşmez. İslâm, Kıyâmete kadar bâkî olan son dindir. Onun güçlenmesine yardım eden, bu uğurda canını fedâ etmeğe hazır olan her müslüman, Îsâ’dır, imamdır, mehdîdir. Mehdî, insanları doğru yola sevk eden müslüman âlimdir. Mehdî’nin anlamı budur.

(devamı yarın..)