MEHDÎ HAYALLERİ
Pazar, 31 Aralık 2017 00:00

MEHDÎ HAYALLERİ

Muhyiddini Arabi Hazretleri, “el-Cevabü’l-Müstakim” isimli eserinde şöyle buyurmuştur:

“...Hz. Mehdi , buna hak kazanan, ceddine (Peygamber Efendimi­ze) çok benzeyen bir kimsedir. o arapça’yı pek iyi konuşamaz, fakat ahlakı hususunda ondan (Hz.Muhammed Musafa SAV den) farklı da olmaz. O, orta boylu erlerdendir.Mülkün dönümü onunla biter ve velayet onunla sona erer.” 

(El-Cevabü’l-Müstakim amma Seele anhü et-Türmizi el-Hakim, Bayezid, no: 3750, 242b yaprağı) Selamlar...

Cevap: Muhyiddin ibn Arabî'ye çok iftira atılmıştır. İşte yazdı­ğınız kitap da ona atılan iftiralardan biridir. Çünkü Hakîm-i Tirmizî, İbn Arabî'den çok önce yaşamıştır. Bir kere İbn Arabî nasıl gelecek Mehdinin Arapçayı iyi konuşamadığını söyler? Kendisi Araptır. O kendisinden daha üstün birini görmez. Hakîm-i Tirmizî'den çok sonra gelen İbn Arabî, Hatemu'l-evliyâ savının en büyük temsilcisi olmuştur. Hakîm'in attığı adımları fersah fersah geçen ve kendini Hâtemu'l-evliya gören İbnu'l-Arabî, Hâtemu'l-evliyânın, Hâtemu'l-enbiyadan üstün olduğunu, bütün peygamberlerin dahi Hâtemu'l-evliya fenerinden ilim ve ışık aldıklarını ileri sürmüştür.

Siz böyle Mehdi hayallerini bırakın da Kur'ân'ın dediğine bakın. Öyle anlaşılıyor ki kafanızda Mehdi diye inandığınız bir kimse var, Arapça bilmez birisi. Onu Mehdi diye takdim etmek istiyorsunuz. Nice Mehdilik, mesihlik iddia edenler oldu da sonunda kendilerini ya dar ağaçlarında veya papishane köşelerinde buldular. Sözünü ettiğiniz kitabı "El-Cevabü’l-Müstakim amma Seele anhü et-Türmizi el-Hakim" diye zikrediyorsunuz. Bu da sizin Arapça'dan habersiz olduğunuzu gösteriyor. Çünkü et-Türmizî değil, et-Tirmizî'dir. Arapça bilmediğiniz halde ne diye böyle şeylere bulaşıyorsunuz? Bu sizin işiniz değil, size sizden başka inanan da olmaz. Boş yere nefes tüketmeyin.

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş