MESCİD-İ AKSÂ (المَسجِدُ الأقصَي) (2)
Çarşamba, 27 Aralık 2017 00:00

MESCİD-İ AKSÂ (المَسجِدُ الأقصَي) (2)

(...dünden devam)

Önemli Not

Kaynaklar, Mescid-i Aksâ’nın, Süleyman Ma‘bedi olduğunu söylüyorlarsa da Peygamber(s.a.v.)in döneminde Süleyman Ma‘bedi, bir harâbeden ibaret olup adı Mescid-i Aksâ değildi. Zaten konu başına yazdığımız İsrâ Sûresi’nin 7. âyeti de Mescid’in düşman tarafından harabe­dildiğini belirtmektedir. Gerçi âyette Süleyman Ma‘bedi, mescid olarak anılmakta ise de Mescid-i Aksâ şeklinde özel bir unvanla anılmamaktadır. Kur’ân’da mescid, ma‘bed anlamında kullanılmıştır. Bu bakımdan Süleyman Ma‘bedi de elbette mescittir. Fakat bu Ma‘bed’in, Hz. Peygamber’in yürütüldüğü Mescid-i Aksâ olduğuna dair Kur’ânî bir kanıt yoktur.

Mescid-i Aksâ’nın yeri hakkında iki kaynakta değişik bir bilgi vardır. Bu kaynaklardan biri Vâkıdî’nin Mağâzîsi, diğeride Ebû’l-Velîd Ahmed ibn Muhammedel-Ezrakî’nin (ö. 212, 217 veya 219)nin, Ahbâru Mekke adıyla basılan kolleksiyonudur.

Vâkıdî (130-201), Hz. Peygamber’in, Zî’l-Ka‘de’nin son beş gününde, Perşembe günü Ci‘râne’ye gelip orada on üç gece kaldıktan sonra, karşı yakada bulunan Mescid-i Aksâ’ya geçip orada ihrâma girdiğini, Resullah’ın namazgâhının Ci‘râne’deki Mescid-i Aksâ olduğunu; Mes­cid-i Ednâ(Yakın Mescid) adını taşıyan Mescidi ise Kureyşli bir adamın yaptığını; Resulullah’ın, Ci‘râne Vâdîsini ihrâmsız geçmediğini yazıyor.

Ezrakî de bu konuda şöyle diyor: “Mücâhid’le birlikte Ci‘râne’de Vâdî’nin arka tarafından ihrâma girmiş olan Muhammed bn Târık, Hz. Peygamber’in de buradan ihrâma girdiğini söylemiş ve demiştir ki: ‘Ci‘râne’de birlikte ihrâma girdiğim Mücâhid bana dedi ki: Mescid-i Aksâ, Vâdî’nin öte yakasında, Peygamber’in namaz kıldığı yerdir. Bu Mescid-i Ednâ (Yakın Mescid) ise Kureyşli bir adamın bir duvar çevirerek yaptığı namazgâhtır.

Bu durumda Mescid-i Aksâ, Hz. Peygamber’in, zaman zaman gidip namaz kıldığı, Ci‘râne Vâdîsinde bir namazgâhtır. Ancak âyette bunun, çevresi mübârek kılınan bir mescid olduğu vurgulanıyor. Bu bereketlilik sıfatı, Mekke’deki Mescid-i Harâm için de kullanılmıştır: “Doğrusu insanlara (ma‘bed olarak) ilk kurulan ev, Mekke’de olandır. Âlemlere uğur, bereket ve hidâyet kaynağı olarak kurulmuştur.” (Âl-i İmrân: 94/96) Aynı kentte ve Hac Vakfesinin yapıldığı Arafât yöresindeki bir mescid için de bu sıfatın kullanılması gayet doğaldır. Çünkü insanların toplanıp duâya durdukları bu yerde aynı zamanda satıcılar çeşitli ürünler satar, ekonomik bir canlanma, bolluk, bereket olur.

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş