MESCİD-İ AKSÂ: TARİHÎ BOYUT (3)
Çarşamba, 20 Aralık 2017 00:00

MESCİD-İ AKSÂ: TARİHÎ BOYUT (3)

(...dünden devam)

Ömer komutanından, Filistin'e gitme talebini alınca Mescidde Müslümanlarla istişare etti. Osman bn Affan Ömer'e Medîne'den İlya'ya gitmemesini önerdi: "Sen burada kalır, oraya gitmezsen onlar senin onlarla savaşacağını planladığını sanırlar, korkup boyun eğerek cizye vermeğe razı olurlar" dedi. Alî ise Osman'ın görüşüne katılmıyor, Ömer'e İlya'ya gitmesini öneriyordu. Müslümanlar savaşlarda hayli yoruldular, sıkıntı çektiler. Sen onlara gidersen Müslümanlar moral bulur, huzur duyarlar. Bu da barışı ve fethi kolaylaştırır. Doğrusu ben, İlyalıların, senin gelmeyeceğini anladıkları takdirde barıştan vazgeçeceklerinden, kalelerine çekilip azgınlarından (Herakleios'tan) yardım bekleyeceklerinden endişe ediyorum. Özellikle Kudüs onların din merkezidir. Buranın Müslümanlara geçmesini istemezler. En uygunu senin oraya gidip barışı tamamlamandır!" diyordu. Ömer Alî'nin görüşünü benimsedi ve Alî'yi Medîne'de yerine bırakarak muhafızlarıyla beraber Kudüs'e hareket edip Cabiye’ye geldi.

Taberî, İbnu’l-Esîr ve onlara tabi tarihçiler Ömer’in at ile Vakıdî ve aynı görüşte olanlar da deve ile Medine’den Cabiye’ye geldiğini söylüyorlar. Deve ile gelen Ömer, yanında birinde sevik, diğerinde hurma bulunan iki çuval taşıdığını, önünde de su dolu bir kırba bulunduğunu, yanında bulunan sahabilere her sabah birer avuç azık verdiğini, azıklarını birlikte yediklerini; Ömer'in, yanındakilere dinin özüne uyup sade yaşamayı öğütleyip israftan ve uydurmalardan kaçınmalarını emrettiğini yazarlar. Şam toprağına yaklaştıklarında atlı bir gurubun kendilerine doğru yaklaştığını gördüler. Bunları Ömer’i karşılamak için Ebu Ubeyde göndermişti. Ömer, üstünde on dört yama bulunan yün bir hırka giymişti. Gelen komutanlar Ömer'e dediler ki:

>– Deve yerine bir kısrağa binsen ve üstüne de beyaz bir elbise giysen iyi olur.

Ömer de öyle yaptı. Omzuna da Ebu Ubeyde’nin verdiği bir mendil attı. Getirilen ata bindi. Ama atın huysuzlandığını görünce indi ve yanındakilere:

– Beni hoş görün, Allah da kıyamet gününde sizin hatalarınızı bağışlasın! Emîriniz, kalbine giren azıcık kendini beğenme ve kibir yüzünden az daha helâk olacaktı! Dedi.

Sonra üstündeki gömleği çıkardı, yamalı kıyafetini giydi.

Ebu Ubeyde:

– Sen bugün bura halkının gözünde büyük bir iş yaptın (büyük bir hüdümdarsın)! Bu kadar fetihler başardın! Dedi.

Ömer:

– Ey Ebu Ubeyde, senden başka da böyle söyleyen var mı? Siz insanların en eziği, en düşüğü, en azı idiniz. Allah sizi İslâm ile onurlandırdı. Ne zaman ki onun verdiği izzetten (onurdan) başka bir onur isterseniz Allah sizi alçaltır! Dedi.

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş