ERKEK VE KADININ AVRETİ SORUNU (5)
Pazar, 10 Aralık 2017 00:00

ERKEK VE KADININ AVRETİ SORUNU (5)

(...dünden devam)

“Ancak göbekle diz kapağı arasına bakılmaz. Bu da İnanan er­keklere söyle: ‘Bazı bakışlarını kıssınlar, ırzlarını korusunlar’.” Âye­tinden çıkarılmaktadır.

(Tabii bunun, ne kadar ters bir düşünce olduğu izaha muhtaç değildir. Zîrâ âyet, erkeklerin, yabancı kadınlara, şehvetle bakmamalarını, namuslarını korumalarını emretmektedir. Bu âyet, erkeğin mahremi olan kadınlarla ilgili değil ki bundan böyle bir hüküm çıkarılsın).

Kâsânî’ye göre göbekle diz kapağı arası örtülü ise buralara da dokunmak, (binitten) indirirken, (binite) bindirirken gerektiğinde bura­lardan tutmak da caizdir. Bu konuda süt ile mahrem olanlar da diğer mahrem erkekler gibidir.

Başkalarının câriyeleri de mahrem olan kadınları gibidir. Erkek­ler, mahrem kadınlarının bakabilecekleri ziynet yerleri gibi, başkalarının câriyelerinin ziynet yerlerine de bakabilir ve dokunabilirler. Ama mahrem kadınlarında olduğu gibi göbekle diz kapağı arasına bakmaz ve dokun­mazlar.

Bu konuda kanıt, şu olaydır: Hz. Ömer, örtülü bir câriye görmüş, çubukla örtüsüne dokunup:

– Şu başörtünü at, ey kokmuş, hür kadınlara mı benzemek isti­yorsun? demiş.

Bu da câriyenin başına, saçına, kulağına, ... bakmanın helâl oldu­ğunu gösterir.

“Yine Ömer (r.a.) satılmakta olan bir câriyenin yanına geldi, eliyle kadının göğsüne vurdu ve: “Haydi, alınız!” dedi. Eğer câriyenin göğsü harâm olsaydı, elbette Ömer ona dokunmazdı. Kaldı ki insanlar, alım satım esnasında kadının derisinin yumuşaklık ve sertliğini öğrenmek isterler. Çünkü buna göre kadının fiyatı değişir. Bundan dolayı câriyenin avreti de diğer mahrem kadınların avreti gibi sayılmıştır. Bunlarla yalnız başına bulunmak, beraber yola gitmek caizdir.

“Hem bakıp hem dokunduğu zaman şehvetinin uyanacağından korkan kimse, yalnız bakmakla yetinir. Fakat satın almak istediği câriyeye istek duysa da, yine bakabilir, hattâ Ebû Hanîfe’ye göre dokunabilir de.

“Nikâh düşen kadınlara gelince, onların yüzleri ve elleri dışında kalan yerlerine bakmak helâl değildir. Ancak âyette ziynet yerlerine bakılmasına müsâade edilmiştir. Bakılmasına müsâade edilen ziynet yerleri de: yüz, ellerdir. Sürme yüzün ziyneti, yüzük de elin ziynetidir. Kadın, alışverişte, ellerini kullanmak zorundadır. Yüzünü ve ellerini açmadan bunları kullanamayacağı için buraları açmak helâldir. Ebû Hanîfe’ye göre ayak­lara bakmak da helâldir. Çünkü Hz. Âişe’nin, “Ancak kendiliğinden görünen müstesna” âyeti üzerine “Kendiliğinden görünen kulb ve fetha­dır” dediği rivâyet edilir. Kulb bilezik, fetha da ayak parmaklarına takılan yüzüklerdir (en-Nihâye fî Ğarîbi’l-hadîs: 3/408). Bu rivâyet, ayaklara bakmanın caiz olduğunu gösterir. Kaldı ki yüce Allah, kendiliğinden görünenleri, gösterme yasağının dışında tutmuştur. Ayaklar, kendiliğinden görünür. Nitekim yürürken ayaklar görünür, öyle ise bunları göstermek harâm değildir...”(Bedâyi‘u’s-sanâyi‘ fî tartîbi’ş-şerâyi’: 6/2952-2957. Özetle alınmıştır.)

***

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş