ERKEK VE KADININ AVRETİ SORUNU (2)
Perşembe, 07 Aralık 2017 00:00

ERKEK VE KADININ AVRETİ SORUNU (2)

(...dünden devam)

Ceyb, yaka, gömleğin göğüs yırtmacıdır. Örtülerini yakalarının üstüne koysunlar.” cümlesinde eğer ḫimâr kelimesi, özel anlamıyla değil de genel anlamı olan örtü mânâsında ise, âyette, kadınların, örtülerini yaka yırtmaçlarının üstüne koymaları emredilmektedir. Bu durumda saçtan ve saçın örtülmesinden söz edil­memiştir. Buna göre âyette saçların değil, göğsün örtülmesi emredilmiş olur.

Ama eğer ḫimâr’a, başörtüsü anlamı sonradan yüklenmemiş de Kur’ân’da bu özel anlamda kullanılmış ise, –ki kanâatimiz böyledir– bu takdirde kadınların, baş örtülerini, yakalarının üstüne koyup gerdanlarını kapatmaları emredilmiştir. Bu takdirde ḫimâr saçları kapatan başörtü­sü­dür. Zaten Kur’ân’ın indiği dönemde hür ve özellikle aristokrat kadınların, başlarını örttükleri muhakkaktır. Binaenaleyh kelimenin, Kur’ân’da bu anlamda kullanılmış olduğu ihtimali daha güçlüdür.

Kendiliğinden görünenler hariç.” cümlesi, kendiliğinden, yani normalde görünen ziynet eşyasını ve ziynet yerlerini örtünme dışı tutmuştur. Abdullah bn Abbâs, bu cümle ile yüz ve iki avucun ve yüzüğün kastedildiğini söylemiştir. Ebûbekir’in kızı, Hz. Peygamber’in de baldızı Esmâ’nın sözünden de bu anlaşılmaktadır: “Esmâ, Peygamber(s. a. v.)in yanına ince bir elbise ile girmiş, Peygamber yüzünü öteye çevirmiş:

– Ey Esmâ, kadın ergenliğe erince şundan, şundan başkasını göstermesi doğru değildir, diyerek yüzünü ve avuçlarını göstermiştir(Ebû Dâvûd, Libâs: 31; Tirmizî, Fiten: 44; İbn Kesîr, Tefsîr: 3/284).

Yüz ve el harâm olsaydı, namazda örtülmesi emredilirdi. Namazda yüzü ve elleri örtmek gerekmez. İhramda yüzü örtmek ise harâmdır. Hac zamanında herkesin yanında açılması gerekli olan yer, diğer zamanlarda niçin örtülsün?

Kadının yüzü ve elleri dışında kalan kısmı avrettir. Ellerin içi de, dışı da avret değildir. Ellerin dışını avret sayanlar varsa da çoğunluk, ellerin tamamının avret olmadığı görüşündedir. Çünkü kadın da alışveriş yaparken, diğer ihtiyaçlarını görürken, tanıklık yaparken yüzünü açmak, eşyasını almak, iş yapabilmek için ellerini kullanmak zorundadır. İslâm, insanlara güçlük çıkarmak için değil, onları mutlu kılmak için gelmiştir (Mefâtîhu’l-ğayb: 23/202-203). Hattâ Taberî’nin rivâyet ettiği bir hadîste kolun, dirsek ile el arasında kalan kısmının yarısı avret değildir: “Pey­gamber(s.a.v.), kadının zirâ‘ının yarısına kadar olan kısmını göstermesini mübâh kıldı” (Câmi‘u’l-beyân: 18/119) Taberî’nin ifadesi aynen şöyledir:

“Görüşlerin en doğrusu, ‘Kendiliğinden görünenler’ kaydıyla yü­zün ve ellerin kastedilmiş olmasıdır. Böyle ise sürme, yüzük, kına da gösterilmesi harâm olmayan ziynete girer.

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş