DİN GÜNÜ
Salı, 07 Kasım 2017 00:00

DİN GÜNÜ

Süleyman Ateş hocam iyi akşamlar. Vaktinizi ayırıp bizleri aydınlattığınız için çok teşekkür ederim. Sağolun. 

Günde beş vakit ve her rekâtta okuduğumuz Fatiha Suresi'nde Allah din gününün sahibidir diyor. Meallerde din günü kıyamet olarak açıklanıyor. 

Allah (c.c.) nin insanlara (lütfedip) kendini hatırlattığı, vicdan ve kalp gözlerini açtığı olayların olduğu gün de demek olabilir mi?

Şimdiden minnettarlığımı kabul edin. Cevabınızı sizin kendi facebook sayfanızdan takip ediyor olacağım ya da mailinizden. Hayırlı akşamlar. Sağlıcakla kalın. ..

Cevap: Din ceza, insanın yaptığı eylemin karşılığı demektir, Yapılan eylem ibadet ve itaat ise dini, yanı cezası karşılığı ödül, cennet nimetidir. Yapılan eylem günah ve isyan ise dini yani karşılığı ceza, cehennem azabıdır. Bu husus Nur Suresindeki şu âyetten gayet açık olarak anlaşılmaktadır: "O gün Allah, onlara hak ettikleri dinlerini yanı cezâ­larını tam verir." (Nur Suresi: 25)

Kur'ân Ansiklopedisi adlı eserimizde dinin anlamını şöyle açıklıyoruz:

Deyn, borç demektir. Aynı kökten dâl’ın kesriyle دِين (dîn) yapılan işlerin ödül veya ceza olarak karşılığı, kesin itâat ve boyun eğme anlamlarına gelir. Din gününün sahibi." (Fatiha: 5/3), "O gün Allah, onlara, gerçek dînlerini tam verir." (Nûr: 102/25), "Biz ölüp toprak ve kemik olduğumuz zaman mı, biz mi dînleneceğiz?" (Sâffât: 56/53) âyetlerinde dîn, ceza, yapılan işin karşılığı anlamındadır. Kema tedînu tudanuكما تدين تدان ibâresi de "Nasıl ceza verirsen, öyle ceza görürsün" demektir.

İsim olarak deyn ödünç vermek, almak, satılan malın ödünç kalan bedeli, daha genel tanımla kişinin zimmetinde bulunan borç demektir. (Ḳarḍ) da bu anlamdadır. Yalnız  قرض (ḳarḍ), karşılığı bir süre sonra alınmak üzere verilen mal(yani veresiye satmak)dır (Râğıb, Müfredât). قَرْض (ḳarḍ), bir çeşit kesmek demektir. Bir yeri yürüyüp geçmeğe kat‘(قَطْع) dendiği gibi karz da denilir.Güneş battığı zaman onları sola doğru karz ederdi." (Kehf: 69/17), yani Mağarada bulunanları makaslayıp geçerdi. Karşılığını almak üzere verilen mala karz (borç) dendiği gibi şi‘re de isti‘âre olarak ka-rîd (قريض) denilir. Ḳarḑ kökünden miḳraḑ (مِقراض) keski, makastır. Malından bir miktar ayırıp birine vermeğe, yapılan herhangi bir işe para ve mal yardımı yapmağa, verilen ödünce kard denmiştir. Arada nüans varsa da iki kelime (deyn ve ḳarḑ) aynı anlamda kullanılır. Yalnız Kur’ân-ı Kerîm’­de ḳarḑ kelimesi, Allah’a verilen ödünç anlamında kullanıl­makta­dır: Allah’a güzel bir borç veriniz.” (Müzzemmil: 3/20), “Kimdir o adam ki, Allah’a güzel bir borç versin de Allah da ona kat kat fazlasıyla (verdiğini) ödesin!” (Bakara: 92/245)

Sizin yazdığınız mana, yorumdan ibarettir.