CEMAATLE NAMAZDA KADINLA ERKEĞİN YAN YANA DURMASI
Çarşamba, 30 Ağustos 2017 00:00

CEMAATLE NAMAZDA KADINLA ERKEĞİN YAN YANA DURMASI

Sayın Hocam, karı kocanın yan yana aynı hizada namaz kılması cemaat gibi kılmayıp ayrı ayrı kıldığı sürece uygun mudur? Saygılarımla...

Cevap: Cemaat halinde kadınla erkeğin veya karı kocanın aynı hizada durması caiz değildir. Ama ayrı ayrı namaz kılıyorlarsa sakınca yoktur. Yeni İslâm İlmihali adlı eserimizde konu şöyle açıklanmıştır:

Tahrîmesi (başlama tekbîri) ortak, mutlak (rükûlu ve secdeli) bir namazda erkekle kadının aynı safta yan yana durmasıyla namaz bozulur. Duran kadının yabancı olması şart değildir. Annesi, kız kardeşi, karısı da olsa yan yana beraber durmak, namazı bozar. Bunun birtakım şartları vardır, bunları açıklayalım:

a) Namazın bozulması için, namaz kılan erkeğin mükellef olması. Çocuğun namazı, yanına kadın durmakla bozulmaz,

b) Namaz kılan erkeğin yanına kadın gelip namaz için değil de sırf öyle durursa namaz bozulmaz,

c) Kıldıkları namazın, mutlak namaz, yani rükûu ve secdeleri olan bir namaz olması. Cenaze namazı rükû'suz ve secdesiz olduğundan erkekle kadının yan yana durması namazı bozmaz. Çünkü cenaze namazı, aslında ölen kimse için duâdan ibarettir.

d) Kılınan namazın müşterek olması: Namazda iştirak, ikisinin de aynı imama uyması veya kadının, yanında durduğu erkeğe uyması şeklinde olur,

e) Arada bir perde olmadan bir mekânda bulunmak. Biri bir adam boyu yüksekte, öteki alçakta ise mekân ayrılığı olacağından namaz bozulmadığı gibi arada perde bulunursa yine namaz bozulmaz.

Aradaki perde namaz kılana sütre olabilecek kadar yani, en az bir arşın yüksekliğinde olmalıdır. İkisi arasında bir açıklık bulunması da perde gibidir. Arada en az bir adam sığacak kadar bir açıklık varsa namaz bozulmaz.

f) İmamın, kadına geride durması için işaret etmiş olmaması. Eğer erkek söylemiş, fakat kadın geride durmamış ise erkeğin namazı bozulmaz, kadınınki bozulur.

İşte bu sekiz şart mevcudolursa kadınla erkeğin yan yana durması halinde her ikisinin de namazı bozulur.

Şunu da belirtmeliyim ki bu hükümler Kur'ân veya sağlam hadisin hükmü değil, fıkıhçıların çıkarımlarıdır.