TERÖRİZMİN CEZASI (2)
Pazartesi, 07 Ağustos 2017 00:00

TERÖRİZMİN CEZASI (2)

(...dünden devam)

Amaç, toplum düzenini, can ve mal güvenliğini sağlamaktır. Toplumdan terörü kaldırmak gerektiğinde ağır cezalara başvurmak zorunluluğu doğar. Terörün yayıldığı birçok ülkede güvenlik güçleri, kendilerini savunmak, can güvenliğini sağlamak için eşkıyayı öldürmek zorunda kalmaktadırlar. Öldürmek hoş bir şey değildir ama öldüreni öldürmekten başka çare de kalmıyor. El kesmek, öldürmekten daha hafiftir. Çünkü birinde kişi hayatını tamamen yitirir, diğerinde sadece bir organını kaybeder.

Şunu da belirtmek lâzımdır ki el ve ayak kesme cezası İslâm’ın getirdiği orijinal bir yasa değildir. Öteden beri çeşitli toplumlarda olduğu gibi Araplarda da bu cezalar uygulanırdı. Nitekim Firavun, Mûsâ'ya inanan büyücüleri, el ve ayaklarını çapraz kesip sonra da asmakla tehdidetmiş ve bağlamdan anlaşıldığına göre onları bu şekilde cezalandırmıştır: "Firavun: 'Ben size izin vermeden mi ona inandınız? Bu bir tuzaktır. Şehirde bu tuzağı kurdunuz ki halkını oradan çıkarasınız. Ama yakında bileceksiniz! Elbette ellerinizi ve ayaklarınızı çapraz keseceğim, sonra hepinizi asacağım!' dedi. Dediler ki: 'Biz zaten Rabbimize döneceğiz! Rabbimizin, bize gelmiş olan âyetlerine inandığımız için bizden öc alıyorsun.' 'Rabbimiz, üzerimize sabır boşalt ve bizi Müslümanlar olarak öldür'!" (A‘râf: 39/123-126; Tâhâ: 45/71; Şu‘arâ: 47/49)

Tevrât okunduğunda, İsrâîl devletinin düzenine başkaldıran, yasaları çiğneyen kimseler hakkında benzeri ağır cezaların uygulandığı görülür. Esasen bu âyetler, olağan bir terör olayı hakkında değil, Hz. Muhammed'in kurmağa çalıştığı devleti yok etmeğe çalışan Yahûdîler hakkında inmiştir. Çünkü Mâide Sûresi’nin 12. âyetinden itibaren Hicaz Bölgesinde ve özellikle Medîne'de oturan Yahûdîlerin, Peygamber'e ve İslâm'a karşı olumsuz davranışlarına işaret edilmekte; onların kendi peygamberlerine karşı da kötülük yaptıkları anlatılmakta; Mûsâ'nın sözü­nü dinlemedikleri, onu kritik zamanlarda yalnız bıraktıkları, ayrıca yer­yüzünde bozgunculuk yapıp cana kıydıkları, bu yüzden İsrâîloğullarına, bir cana kıyanın, bütün toplumun canına kıymış sayılacağı yasasının konulduğu belirtilmektedir. Bütün bunlar asıl konuya giriştir: O da kendi peygamberlerine karşı gelmiş, toplumlarına zarar vermiş, bozgunculuk yapmış bu insanların, Hz. Muhammed'e ve onun oluşturduğu İslâm toplumuna karşı da bozgunculuk yapmağa çalışmalarıdır.

(devamı yarın..)