HZ. PEYGAMBER'İN İBADETİ (11)
Perşembe, 29 Haziran 2017 00:00

HZ. PEYGAMBER'İN İBADETİ (11)

(...Cumartesi yazısının devamı)

Namazı Kısaltma:

“Eğer (bir tehlikeden) korkarsanız, yaya, yahut binmiş olarak kılın; güvene kavuştuğunuz zaman, bilmediğiniz şeyleri size öğrettiği şekilde Allah’ı anın.” (Bakara: 92/239)

“101- Yeryüzünde sefere çıktığınız zaman inkâr eden­lerin size bir kötülük yapmalarından korkarsanız, namazı kı­saltma­nızdan ötürü size bir günâh yoktur. Muhakkak ki kâfirler, sizin açık düşmanınızdır. 102- Sen de içlerinde bulunup onlara namazı başlattığın zaman onlardan bir bölük seninle beraber namaza dursun ve silâhlarını da yanlarına alsınlar. (Namazda olanlar,) Secde edince arkanıza geçsinler; bu kez namaz kılmayan öteki bölük gelsin, seninle beraber namaz kılsınlar, korunma(tedbir)lerini ve silâhlarını da alsınlar. İnkâr edenler istediler ki siz silâhlarınızdan ve eşyanızdan gaflet etseniz de birden üzerinize çullansalar. Yağmurdan zahmet çekerseniz, ya da hasta olursanız, silâhlarınızı bırakmanızda size bir günâh yoktur. Ama korunma tedbirinizi alın (uyanık bulunun). Allah, kâfirlere alçaltıcı bir azâp hazırlamıştır. 103- Namazı bitirdi­ğiniz zaman ayakta, oturarak ve yanlarınız üzerinde (uzanarak) Allah’ı anın; güvene kavuştunuz mu namazı (tam) kılın. Çünkü namaz, mü’minlere vakitli olarak farz kılınmıştır.” (Nisâ: 98/101-103)

92/239’ncu âyette: korku durumunda yaya, ya da binekli olarak Allah’a ibâdet edilmesi; güvene kavuşunca Allah’ın öğrettiği biçimde Allah’ın anılması buyurulmaktadır.

Taberî’nin anlattığı üzere savaş, hayvan saldırısı, sel ve benzeri, erkânıyla namaz kılmanın tehlikeli olacağı durumlarda yürüyerek, ya da binek üzerinde namaz kılmak caizdir. Yüzün yönelebildiği taraf kıbledir. Tabii bu durumda rükû ve secde, îmâ ile yani baş eğmek suretiyle yapılır. Ancak secde için baş, rükû‘a eğildiğinden biraz daha fazla eğilir. Eğer îmâ da mümkün olmazsa sadece iki tekbîr yeterlidir. Bu durumda yüzün kıbleden başka yöne çevrilmesi namaza mani olmadığı gibi, konuşmak da mâni değildir.

Bu şekilde namazlar sadece iki rek‘at kılınır. Bir rek‘at dahi kılmak yeterlidir. Çünkü temelde namaz, du‘â ve Allah’ı anmaktır. Zorunlu şartlar içinde iki tekbîr dahi yeterli görül-müştür. Böyle tehlikeli anlarda namaz, müslümanı meşgul edip tehlikeye atmaz, onu savaştan geri koymaz. İslâm’da güçlük yoktur. Bu şekilde namaz, gerçekten her an tehlikenin gelebileceği durumlarda kılınır.

Nisâ: 98/101-102. âyetlerde de sefer esnasında, düşmanın saldırısından korkulduğu zaman namazı kısaltmada bir sakınca olmadığı vurgulanmakta ve böyle durumlarda (özellikle cep-hede) cemâatin, büyük imamın arkasında nasıl kısa namaz kılacağı an­latılmaktadır.

(devamı yarın..)