DİYANET'İN DARBECİLERE CENAZE HİZMETİ VERMEME KARARI VE HAK HELAL ETTİRME ŞOVLARI (2)
Cumartesi, 03 Haziran 2017 00:00

DİYANET'İN DARBECİLERE CENAZE HİZMETİ VERMEME KARARI VE HAK HELAL ETTİRME ŞOVLARI (2)

(...dünden devam)

Münâfıkların üzerine namaz kılmayı ve kabirleri başında durmayı yani defin merasimine katılmayı yasaklayan Tevbe 84 ncü âyet ve ondan önceki âyetler, Tebuk Seferi esnasında, büyük ihtimalle seferden dönerken inmiştir. 80'nci âyette Peygamber’e, Allah'ın, münâfıkları affetmeyeceği bildirilmiştir. Yani o tür insanlar için ne denli dua edilse faydasızdır. "Ne peygamberin ne de mü'minlerin, akrabaları dahi olsa müşriklere istiğfar etmesi doğru değildir" âyetiyle müşriklere istiğfarı da menedilmiştir.

Diğerleriyle birlikte inmiş olan bu âyet bundan böyle kesin olarak münâfık ve kâfir olarak ölen kişinin üzerine namaz kılmayı menetmektedir. Çünkü namaz, ölü için Allah'tan mağfiret dilemektir. Tevbe Suresinin 113’ncü âyetinde, Allah'ın düşmanı oldukları belli olan müşriklere istiğfar edile­meyeceği vurgulanmaktadır.

Kabir başında durma

"Onun kabri başında durma" cümlesinden, Hz. Peygamber’in, cenazeyi gömdükten sonra kabri başında ona duâ ettiği, İslâm’dan önceki Araplar arasında da böyle yapılageldiği anlaşılmaktadır (Tirmizî, Menâkıb: 58; İbn Hanbel, Musned: 4/87, 5/54, 57).

Hz. Alî'nin karşı tarafta bulunan askerlere de dua etmesi, onların bilmeyerek ve zor karşısında bu savaşa katılmış olmaları düşüncesinden kaynaklanmıştır. Yoksa bilinçli olarak İslâm cemaatine ve bey'at edilmiş imama kılıç çekmek büyük suçtur. Hz. Alî'nin Muaviye'ye veya Amr bn Âs'a dua edeceğini hiç sanmam.

Bizi olayımızda da emir kulu olan ve zor karşısında darbeye katılanların cenaze namazı kılınır. Çünkü onlar emir kuludur, askerliğin zorlayıcı şartları içinde olaya katılmak zorunda bırakılmışlardır. Onların affı için dua edilir. Ama olayı planlayan ve bilinçli olarak olaya katılmış olan âmirlerin cenaze namazlarının kılınacağı kanaatinde değilim. Çünkü onlar teröristtirler. Ülkenin düzenini bozdular ekonomiyi alt üst edip milletin ekmeğiyle oynadılar. 246 masum insanın şehidettiler. Kur'ân, eşkıya denilen teröriste en ağır cezanın verilmesini emretmektedir: Bu konuda yayınladığım yazının bir kısımını yinelemekte fayda vardır:

Teröristin cezası

“Allah ve Elçisiyle savaşanların ve yeryüzünde bozgunculuk yapmağa çalışanların cezası: (ya) öldürülmeleri ya asılmaları, ya ellerinin, ayaklarının çapraz kesilmesi veya bulundukları yerden sürülmeleridir. Bu, onların dünyada çekecekleri rezilliktir. Âhirette ise onlara büyük bir azap vardır. Ancak sizin onları yakalamanızdan önce tevbe edenler olursa bilin ki Allah, bağışlayan, esirgeyendir.” (Mâide: 110/33-34)

(devamı yarın..)