NEDEN “DEYİNİZ” SÖZCÜĞÜ YOK? *** ELİNE HER KALEM ALAN MEAL YAZARSA SONUCU BU OLUR
Çarşamba, 10 Mayıs 2017 00:00

NEDEN “DEYİNİZ” SÖZCÜĞÜ YOK?*

Sevgili hocam kitaplarınızı ve makalelerinizi inceliyorum, bana çok faydası oluyor. Size bu çalışmalarınızdan dolayı şükran borçluyum... Hocam bir sorum var; Fatiha suresi 6. âyette Bizi doğru yola ilet: ifadesinden önce neden (deyiniz ki) yok; bunun hikmeti nedir? Aynı sorum Bakara suresinin son âyeti için de geçerlidir.

Allah, kimseye gücünün üstünde bir şey teklif etmez. Herkesin kazandığı iyilik kendi yararına, kötülük de kendi zararınadır. "Rabbimiz, unutur, ya da yanılırsak bizi sorumlu tutma! Rabbimiz, bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme! Rabbimiz, bize gücümüzün yetmediği şeyleri yükleme! Bizi affet, bizi bağışla, bize acı! Sen bizim mevlamız(sahibimiz, efendimiz)sin! Kâfirler toplumuna karşı bize yardım eyle!" ..

Cevap: Yazdığınız âyet dua âyetidir. Fatiha da duaların en güzelidir. Dua kuldan Allah'a olur. "Bizi doğru yola ilet!" bir dua, burada (deyiniz ki) dersek duanın üslûbu bozulur, dua formatına uygun düşmez. Her âyetin başına deyiniz sözcüğünün konulması da gerekmez. Biraz daha derinlikli öğrenmek istiyorsanız "İslâm'da Güncel Tartışmalar" veya "Gerçek Din Bu" adlı kitaplarımı okuyun.

 


 

ELİNE HER KALEM ALAN MEAL YAZARSA SONUCU BU OLUR*

Kur’ân-ı Kerîm meallerindeki farklılık konusunda bilgilerinizi rica ediyorum. Farklı zamanlarda yapılan meallerde kelimeler değişik olabilir ama anlamca aynı olmalıdır. Örneğin Ahzab Suresi 59’uncu âyetle ilgili iki ayrı meal var. Birincisi: “Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına (bir ihtiyaç için dışarı çıktıkları zaman) dış örtülerini üstlerine almalarını söyle. Onların tanınması ve incitilmemesi için en elverişli olan budur. Allah bağışlayandır, esirgeyendir.” İkincisi: “Ey Peygamber, eşlerine ve kızına ve iman edenlerin kadınlarına de ki, çarşaflarını sıkı örtsünler. Bu onların tanınmamalarına, tanınıp da eza edilmemelerine en elverişli olandır.” Bunlardan hangisi doğru. Bu iki meale göre çok farklı algılamalar yapılabilir. ..

Cevap: Her eline kalemi alan, ticari gaye veya şöhret amacıyla meal yazmaya soyunursa işte böyle olur. Piyasadaki meallerin büyük bir kısmı çarpıtmalarla ve ön yargılarla doludur. Ahzab Suresi’ndeki âyetin orijininde, “En yu’rafne” kelimesi geçer. Temel kelime budur. Bunun anlamı, tanınmaları demektir. Birinci örnek benim yaptığım mealden hırsızlamadır.

Şimdi o konuda benim mealimi aktarıyorum. Karşılaştırın, hırsızlamayı görürsünüz: “Ey Peygamber, eşlerine, kızlarına ve inananların kadınlarına söyle, (Bir ihtiyaç için dışarı çıktıkları zaman) örtülerini üstlerine salsınlar onların tanınıp incitilmemesi için en elverişli olan budur. Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir” (Ahzab: 59).

Öteki meal örneği ise yanlıştır. Orijinale aykırı olduğu gibi anlamsızdır da... Âyet, hür kadınların örtünmelerini emrediyor. Çünkü o toplumda kadın örtünürse hür olduğu bilinir ve gençler onun ardına düşmezlerdi. Ama örtünmezse onu cariye sanır, ardına düşer, sataşırlardı. O zamanki toplumun değeri buydu. Şimdi “tanınmamaları” şeklinde bir mana bu anlayışa uyar mı? Bunu tanınmamaları şeklinde çeviren ya bilgi eksikliğinden veya kasten çarpıtmıştır. Gerisini siz hesap edebilirsiniz.

 

*yazı arşivden alınmıştır