VASAT ÜMMET
Salı, 02 Mayıs 2017 00:00

VASAT ÜMMET

(...dünden devam)

"Böylece sizi orta bir ümmet yaptık ki, insanlara şâhid olasınız. Elçi de size şâhid olsun." (Bakara: 92/143)

143’ncü âyette, yüce Allah’ın, müslümanları, insanlara şâhid olmak üzere vasat bir emmet yaptığı; Peygamber’in de kendilerine şâhid yapıldığı belirtilmektedir. Şâhid, bir vak'ayı görüp bilen, bir olay hakkında verilecek hükmün şöyle veya böyle olmasını etkileyen kimse demektir. O halde in­sanlığın merkezinde bulunacak İslâm ümmeti, bütün insanlığın doğru veya yanlış yolda gittiklerine şahid olacak, onların gözetleyicisi ve koru­yucusu bulunacaktır. Kendisini onlara uydurmayacak, onlar kendisini örnek alarak hareketlerini ona göre düzenleyeceklerdir.

Teknikte geri kalan İslâm toplumu, bugün her hususta batıyı taklideder duruma gelmiştir. Bu, sosyolojik bir kuraldır: Zayıf toplumlar, kendilerinden güçlü toplumlara karşı bir hayranlık duyar ve onları taklidederler. Böyledir ama neden İslâm milletleri bu zayıf duruma düşmüşlerdir? Dinleri onlara: "Düşmanlarınıza karşı gücünüz yettiğince kuvvet hazırlayın" dediği halde niçin onlar böyle uyuş­muşlardır? Bunun birçok nedeni vardır. Bunların detayına girmeğe lüzum yok. Bununla beraber İslâm toplumu, kendisinin üstün ümmet olduğunu; şefkat, merhamet, başkalarına yardım; konukseverlik; ihtiyacı ol­duğu halde komşularını düşünmek; hatta başkalarının yararını kendi yararın­dan üstün tutmak gibi yüksek meziyetler bakımından kendisinin üstün ol­du­ğunu bilerek sil­kinmeli, Allah'ın, kendisi için belirlediği orta noktadaki yerini almalıdır. Yoksa batının her yaptığını keramet bilip onu taklide kalkarsa bir gün farkına varmadan zaten insanî meziyetlerini yitirmeğe yüz tutan batının potasında eriyip varlığının elden gittiğini görür ama o zaman da iş işten geçmiş olur.

İlim müşterektir. Bunları bulduğu her yerde alması Müs­lümanın göre­vidir ama asıl medeniyetin kendisi olan ahlâk ve törelerinden feragat etmemesi gerekir. Bilmek lâzımdır ki İslâm dünyası ne kadar kendisini batıya ben­zetmeğe kalkıp onun sem­patisini kazanmağa çalışsa boştur, çünkü onlar, tamamen kedile­rinden olmadıkça kimseden razı olacağa benzemezler.

İslâm mı ilerlemeyi engelledi?

Ziya Paşa İslâm’ın devleti geri bıraktığını ileri sürenlere cevaben demiş ki:

"İslâm imiş devlete pâ bend-i terakki,

Evvel yok idi işbu rivayet yeni çıktı.

Ziya Paşa diyor ki: devletin ayağını bağlayıp geri kalmasına İslâm'ın neden olduğu söyleniyor. Daha önce böyle bir söz yoktu, bu, yeni ortaya atılmış tutarsız bir sözdür.

İlk âyeti okuma emriyle başlayan, bilimin aracı olan kaleme, kalemle yazılan satırlara, kitaplara yemin edilerek ilmin değerine vurgu yapılan; bilenlerle bilmeyenlerin bir olamayacakları, ancak bilgin kulların, Allah'a gereğince saygılı olacakları vurgulanan İlâhî bir Kitâp ve onun getirdiği, çalışmayı ibadet sayan bir din nasıl insanların geri kalış nedeni gösterilebilir?

(devamı yarın..)