FARAKLİT KAVRAMI (3)
Pazar, 16 Nisan 2017 00:00

FARAKLİT KAVRAMI (3)

(...dünden devam)

İşte Yahûdî veya Hristiyan iken Müslüman olan, Arapçayı da çok iyi bilen, herhalde İspanya'da Endülüs Devleti tebeasından biri, aslı İbrânîce veya Latince olan Barnaba İncîline, Hz. Peygamber hakkındaki bu medihleri sokarak onu Arapça yazmıştır. Sonra bu, Arapçadan İtalyancaya nakledilmiş, Arapçası kaybolmuştur. Nite­kim Türkiye'ye matbaayı getirmiş olan İbrâhîm Müteferrika (1674-1745), Barnaba İncilindekilere benzer ibâreleri "mensûh"tur denilen latince bir Kitâb'dan nakletmiştir (Risâle-i İslâmiyye, Esad Efendi Ktp. No. 1187).

Kur'ân-ı Kerîm'in İsâ'dan naklen "Ahmed" adını zikretmesi, mutlaka bu adın, o zamanki bir İncîlde var olduğunu gösterir. Aksi takdirde o zamanki Hıristiyanlar, bu âyeti duyunca reddederler, İncîllerde böyle bir adın geçmediğini söylerlerdi. Bugünkü İncil­lerde bu adın zikredilmemesi, o zamanki İncillerde de bu adın olmadığını göstermez. Çünkü İncillerin çok değişikliklere uğradığı bir gerçektir. Barnaba incilindeki Ahmed adı yerine diğer İncillerde önce Fâriklît adı geçerken sonra bu da değiştirilerek Mu'azzî keli­mesi kullanılmıştır. Fâriklît, övülen, yüksek ahâk sâhibi demektir ki Arapçadaki Ahmed veya Muhammed'in karşılığıdır. Bu konuda A'râf Sûresinde Seyyid Reşîd Rızâ hayli deliller sunmuştur.

Bir râhib iken Müslüman olan Dâvûd Zâhir şöyle diyor: "Nitekim nasârânın bazısı bunu Hammâd diye tefsîr etmişlerdir. Yakın zamanlarda basılan İncîllerde ise kelime, tesellî edici olarak geçmektedir. Erbâb-ı fikirden bazı zâtlar da bu mesele hakkında İncîl (Avangel) kelimesinin asıl anlamının müjde demek olduğu ve Hz. İsâ'nın bütün davetiyle incillerin özünün gelecek resûl ile melekût-i İlâhîyi müjdelemeden ibaret bulunduğu kanâatine varmışlardır" (Abdu'l-Ahad Dâvûd, İncîl ve Salîb, s. 32).

Tefsîrlerde zikredilen bazı rivâyetler, Hz. Peygamber (s.a.v.) zamanında, İsâ'nın, Hz. Muhammed'in vasıflarına uyan bir peygam­berin geleceğini müjdelediğine dair haberlerin halk arasında yaygın olduğunu gösterir. 

 

Süleymaniye’de bayram sabahı

Artarak gönlümün aydınlığı her saniyede

Bir mehabetli sabah oldu Süleymaniye’de

Kendi gök kubbemiz altında bu bayram saati,

Dokuz asrında bütün halkı, bütün memleketi

Yer yer aksettiriyor mavileşen manzaradan,

Kalkıyor tozlu zaman perdesi her an aradan.

(...)

Tanrının mabedi her bir tarafından doluyor,

Bu saatlerde Süleymaniye tarih oluyor.

Ordu-milletlerin en çok döğüşen, en sarpı

Adamış sevdiği Allah’ına bir böyle yapı.

En güzel mabedi olsun diye en son dinin

Budur öz şekli hayal ettiği mimarînin.

(...)

YAHYA KEMAL BEYATLI