HAYVANLARA MERHAMET NİÇİN KUR’ÂN’DA AÇIKÇA GEÇMİYOR? (5)

(...dünden devam)

Bizce burada kastedilen Kitap, Allah'ın ezelî ilmidir. Katındaki plânda, ezelî bilgisinde her varlık, ismiyle, ömrüyle, harekât ve sekenâtiyle (tüm davranışlarıyla) mevcuttur. Bu İlâhî kitap, bizim anladığımız mânâda mürekkeple yazılmış bir kitap değil, kâinâtin taslağıdır ki hadîslerde bundan Levh-i Mahfûz, (korunmuş levha) diye söz edilir. Nasıl bütün dallarıyla, budaklarıyla, çiçek ve yapraklarıyla koskoca ağacın planı, taslağı, küçücük çekirdekte ve şu insan da iç ve diş organlarıyla, saçı, kaşı, rengi ve kabiliyetleriyle gözle görülmez derecede küçük olan insan tohumunda mevcutsa bu kâinât da bütün ayrıntılarıyla Allah'ın ezelî ilminde, tasarısında mevcuttur. Ama bunun maddî kitapla bir ilgisi yoktur. Her şey, Allah'ın kaybolmayan, eksilmeyen ve artmayan bilgisinde vardır. İşte o bilgiye göre yaratılan şu canlıların hepsi, yine Rablerine sevkedileceklerdir. O'nun huzurunda toplanacak, o huzurda hesap vereceklerdir. O Rabbin huzurunda ki O, onların her hareketlerini, her sözlerini ve işlerini, taşıdıkları her düşünceyi bilmektedir, hiçbir sey O'nun bilgisinden gizli değildir.

Bu âyetten anlıyoruz ki Kıyâmet gününde diriltilip Allah'a götürülecek olan, yalnız insanlar değildir. İnsanlar gibi birer ümmet olan bütün hayvan sınıfları da Allah'a götürülecektir. Âhiret dünyanın özü, ruhudur. Her ruh sahibi, o âlemde mevcudolacaktır. ''Vahşî hayvanlar haşro­lunduğu(sürülüp bir araya toplandığı) zaman''^[1] âyeti de bunu ifade ediyor. Ebûzer (r.a.) diyor ki: "Biz Allah'ın Elçisi(s.a.v.)in huzurunda idik. İki keçi birbirine tos vurdu. Allah'ın Elçisi:

— Niçin dövüştüklerini biliyor musunuz? diye sordu.

— Hayır, dedik.

— Fakat Allah biliyor ve aralarında hüküm verecektir, buyurdu"^[2].

Ebu Hüreyre'den rivâyet edilen bir hadiste Allah'ın Elçisi (sav): "Kıyâmet gününde boynuzsuz hayvan, (kendisine tos vuran) boy­nuzlu hayvandan kısâs hakkını alacaktır "^[3] buyurmuştur.

Müfessirler, hayvanların dünyada çektikleri elemlerin ödül­lerini görmek haklarını almak için haşredileceklerini, sonra toprak olacaklarını söylüyorlar. Bizce haşr, sadece öc veya hak alıp sonra toprak olmak için değildir. Dünyada bulunan hayvanlar, âhirette de daha mükemmel şekilde var olacaklardır. Ruh taşıyan her şey, bu âlemden o âleme intikal edecektir. Ruh ölmez. Bedeninden ayrılan her ruh, kendisine özgü, kendi düzeyindeki bir ruhânî âleme gider. Hayvanlar da kendi düzeylerindeki hayvanlarla beraber olur. Âhiret hayâtı, dünya hayâtının uzantısı, daha mükemmeli; hayâtın gölgesi değil, gerçeğidir. Burada var olan her canlı, orada da vardır. Orada hayvanların, birbirinden haklarını aldıktan sonra toprak olacakları hakkındaki rivâyet doğru değildir. Yüce Allah, sadece hayvanlar birbirinden haklarını almak için onları diriltip sonra toprak etmez. Bu, hikmetine aykırıdır. Ruh, maddeden soyutlanınca ölmez, toprak olmaz. Ölüm, su dünyadaki maddeye mahsustur. O alemde ölüm yoktur, orası ölümsüzlük âlemidir. Nitekim yüce Allah: "Orada ilk ölümden başka ölüm tatmazlar''^[4] buyurmuştur.