HAYVANLARA MERHAMET NİÇİN KUR’ÂN’DA AÇIKÇA GEÇMİYOR? (2)
Cuma, 07 Nisan 2017 00:00

HAYVANLARA MERHAMET NİÇİN KUR’ÂN’DA AÇIKÇA GEÇMİYOR? (2)

(...dünden devam)

Rahmet, kalbdeki acıma duygusudur. Bu duygu, sâhibini, acınan objeye karşı lütuf ve ihsana sevk eder. Âyetteki: O, rahmet etmeyi kendi üstüne yazmış(acımayı kendisine prensip edinmiş)­tir.” cümlesi şu anlama gelir: Allah acımayı kendisine prensip edinmiştir. 

Allah’ın rahmetinin, gazabından çok fazla olduğunu vurgula­yan peygamber (s.a.v.), İlâhî rahmetin genişliğini şu ilginç misalle anlatmıştır: “Allah rahmeti yüz parça yarattı, 99’unu yanında tuttu, yeryüzüne sadece bir parçasını indirdi. İşte bu bir parça rahmet iledir ki yaratıklar birbirine acımaktadırlar. At, süt emen yavrusuna engel olmaması için ayağını o rahmet sayesinde kaldırır.”

Bu hadîs, Allah’ın acımasının, yaratıkların acıma duygusun­dan 99 kat fazla olduğu anlaşılır. Namazın her rek’atinde okunan Fâtiha Sûresinde Allah’ın, “âlemlerin rabbi” olduğu belirtildikten sonra O’nun çok kapsamlı rahmetini bildiren Rahmân ve Rahîm sıfatları vurgulanmaktadır. Âlemler içine bütün yaratıklar girer. İnsana en yakın varlıklar da hiç şüphesiz hayvanlar, yani canlılardır. İnsan dünyadaki canlıların en üstünüdür. 

Müslümanın en mühim özelliklerinden biri de merhametli, yufka yürekli olmasıdır. Hz. Muhammed Aleyhisselâm, Allah’ın sıfatlarından olan Rahîm: çok merhametli” (Hac Suresi) sıfatıyla anıldığı gibi sahâbîlerinin de öyle acıma duygusuyla dolu oldu kları belirtilmiştir: “Muhammed Allah’ın elçisidir. Onun yanında bulu­nanlar da birbirlerine karşı çok merhametlidirler.” (Fetih: 29)

Yaratıcı Allah her şeyi istemiş, beğenmiş, yaratmıştır. Her şey, O'nun sonsuz koruması ve rahmeti altına sığınmış, yaşamasına devam etmektedir. Her işimizin başında Allah-ü Zülcelâl'in şu iki sıfatını anarak O'na iltica eder, O'ndan yardım bekle­riz: "Bis­mil­lâhirrahmânirrahîm: Esirgeyen, merhamet edip bağışlayan Allah'ın adıyla başlarım." Şu âyet dilimizden düşmez: "Allah koruyanların en hayırlısı ve acıyanların en merhametlisidir.” (Nesâ’î, Dâhâyâ: 42 (men katele usfûran bi ğayri hakkıhâ))

Hz. Ömer (r.a.) şöyle demiş: “Peygamber Aleyhisselam'ın huzuruna esirler getirildi. Bir kadın göğsünden sütü sağıyor, esirler arasında bulduğu bir çocuğu göğsüne yapıştırıp emziriyordu. Peygambar (s.a.v.) bize: "Bu kadının, çocuğunu ateşe atmasını sanır mısınız?" dedi. "Hayır, dedik, atmak elinde olduğu müddetçe atmaz.” “O halde, dedi, Allah kullarına, bu kadının çocuğuna karşı olan merhametinden daha merhametlidir.”

(devamı yarın..)