Mutezile Mezhebi ve büyük günah *** Bağnazlık İnsanın gözünü kör eder

Mutezile Mezhebi ve büyük günah

Selamünaleyküm hocam, Mutezile Mezhebi, bildiğiniz gibi Kur’ân’a çok önem veren bir mezhep. Ancak bu mezhepte büyük günah işleyenin tövbe etmeden ölürse sonsuza kadar cehennemde kalacağına dair bir inanç var. Kur’ân’a bu kadar önem veren bir mezhebin bu görüşünün Kur’ânsal bir delili var mıdır? Gerçekten de büyük günah işleyen tövbe etmeden ölürse ebediyyen cehennemde mi kalacaktır? Aksini bildiren Kur’ân âyetleri var mıdır? Mehmet Yılmaz

Cevap: Ebedi cehennem sözü Kur'ân mantığına aykırıdır. Hiç kimse son­suzca cehennemde kalmaz. Çünkü yaratan Allah, kısa ömürlü insanı, bütün ömrü kü­fürle geçmiş olsa dahi sonsuzca cehennemde bırakmaz. 50-60 yıllık ömür kar­şılı­ğında trilyonlarca, hatta sonsuz biçimde cehennem cezası Allah'ın baskın rahmetine aykırıdır. Yunus'un dediği gibi

"Haşe lillah senden ey Rabbülenam

Sen temaşa kılasın ben hoş yanam!"

Ama Mu'tezilenin, büyük günah işleyenleri küfre eş saymaları Kur'ân anla­yışına uygundur. Çünkü Kur'ân'a göre İslâm, Kur'ân’ın çizdiği ahlak kuralları içinde ya­şamaktır. Bunu yapmayan, yani Allah'a eş koşan, yalan söyleyen, hırsızlık, zina eden, adam öldüren kişi gerçek mü'min ve Müslim değildir. Onun öteki inançsızlarla bir farkı yoktur. Sadece nüfus kâğıdındaki isim kendisini kurtarmaya yetmez. Kur'ân mü'minle kâfiri gayet açık olarak nitelemiştir. İstersen Furkan Suresinin son sayfasını oku!

"63- Rahmân'ın kulları öyle kimselerdir ki, yeryüzünde mütevâzi olarak yürürler, câhiller kendilerine laf atarsa ‘Selâm’ derler. 64- Gecelerini Rablerine secde ederek, Onun dîvânında durarak geçirirler: 65- ‘Rabbimiz, cehennemin azâbını bizden uzaklaştır, doğrusu onun azâbı sargındır’ derler. 66- ‘Orası ne kötü bir karargâh ve ne kötü bir makāmdır!’ 67- Ve harcadıkları zaman, ne israf ederler ne de cimrilik ederler; harcamaları, bu ikisinin arasında dengeli olur. 68- Ve onlar Allâh ile beraber başka tanrıya yalvarmazlar. Allâh'ın harâm ettiği canı haksız yere öldürmezler ve zinâ etmezler. Kim bunları yaparsa cezâsını bulur. 69- Kıyâmet günü onun için azâb kat kat yapılır ve o azâbın içinde hor ve hakîr olarak kalır. 70- Ancak tevbe edip inanan ve faydalı bir iş yapanlar, işte Allâh onların kötülüklerini iyiliklere değiştirecektir. Allâh çok bağışlayandır, çok esirgeyendir. 71- Kim tevbe eder ve faydalı iş yaparsa o, makbul bir kimse olarak Allah'a döner. 72- Onlar yalan ve boş sözün yanında bulunmazlar, boş söze rastladıklarında vakar ile (oradan) geçip giderler. 73- Ve kendilerine Rablerinin âyetleri hatırlatıldığı zaman onlara karşı sağır ve kör davranmazlar. 74- Ve: ‘Rabbimiz, bize gözler sevinci (gönüller açan) eşler ve çocuklar lütfeyle ve bizi korunanlara önder yap!’ derler. 75- İşte onlar, sabretmelerine karşılık saraylarda ödüllendirilecekler ve orada bir sağlık dileği ve selâm ile karşılanacaklardır. 76- Orada ebedî kalacaklardır. Ne güzel karargâh ve ne güzel makamdır orası! 77- De ki: ‘Du‘ânız (ibâdetiniz) olmadıktan sonra Rabbim sizi ne yapsın? (Size haber verdiklerimi) yalanladınız. Bu yüzden cezalandırılmanız gerekecektir’."

 

Bağnazlık insanın gözünü kör eder

Sayın hocam, bugün bir soruma cevap vermişsiniz, teşekkür ederim. Ceva­bınızla ilgili müsaadenizle bir sorum daha olacak.

''Kur’ân'da ayrıntı olmaz'' diye yazmışsınız. Ama hocam Kur’ân 'da yaklaşık 20 yerde ayetlerin ayrıntılı, açıklamalı, detaylı kılındığı bildiriliyor. Ahsene tefsir yani yorumların en güzeliyle indirildiği bildiriliyor. Özellikle Mekke döneminde vahyedilen âyetlerin sonlarında bu husus yani âyetlerin ayrıntılı kılındığı bildirilir. Buna rağmen, Siz neden '' Kur’ân'da ayrıntı olmaz'' diyorsunuz?

Hocam bir de İslam hukuku ne demektir..? Kur’ân bir hukuk kitabı mıdır? Yoksa İslam hukuku diyerek kastettiğiniz Peygamber torunlarının ve ehl-i beyt katilleri olan ırkçı sömürücü Arap Emevi şeriatı mıdır…   M. K.

Cevap: Siz bütün İslam’ı mahkûm ediyorsunuz, İslam hukukunu yok sayıyorsunuz. Kur'ân'ın hükümleri olmadığını söylemeğe getiriyor­su­nuz. Ne demek Emevi uydurması diye? Teessüf ederim İslâm'a bu gözle bakmanızdan ötürü. Kur'ân'da geçen tafsil ayrıntı demek değildir. Açıklamak, açıkça bildirmek demektir.

 


 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş