RÜYA TABİRİ (9)
Perşembe, 23 Mart 2017 00:00

RÜYA TABİRİ (9)

(...dünden devam)

Bu zikrolunan tabirler çoğunlukla böyledir. Ama tabirci güzel tabir ile salikin gördüğü ru'yayı tabir eylese kötü sanılan bir rüya hayırlı çıkar.

(Bunlar sülûk halinde görülen rü’yâların yorumu olmakla beraber herkes için geçerlidir. Efendinin, son cümlesiyle ifade ettiği üzere rü’yâda herkesin yaşadığı halin, daha önce gördüğü ve yaşadığı olayların etkisi vardır. Bu bakımdan aynı rü’yâ, şahısların durumuna göre değişik anlam taşır. Bunu yormak, başlı başına bir bilim, deneyim ve kabiliyet ister.)

Nefs-i Levvâmede bulunan sâlikin rü’yâlarının yorumu:

Nefs-i Levvâmede bulunan sâlikin sıfatları fısk, cehil, ucup (kendini beğenme), elbise ile bezenme, muâşeret ve nedametten ibarettir. Bu mertebede bulunan sâlikin ruhu her ne kadar nefs-i emmâre sıfatlarından halâs olmuş ise de nefs-i levvâme sıfatlarının etisi altında olduğundan üçüncü makam olan nefs-i mülhemeden mahcub kalmıştır (perdelenmiştir). Nefs-i levvâmede bulunan sâlik bazen kötü fiilleri işleyip ardından pişmanlık duyarak kendisini kınadığından ötürü bu mertebeye levvâme denmiştir. “Yoo, kınayan nefse and içerim” (Kıyâmet: 31/2) âyet-i kerîmesi bu nefsi anlatmıştır.

Binaenaleyh birinci mertebede kalbini tasfiye etmiş ve bir cezbe ile “Rahmân’m cezbelerinden bir cezbe ins-ü cinnin ameline denk olur.”[1] mertebesine ermiş ve“Ölmezden evvel ölünüz” ( İbn Hacere’e göre sâbit değildir. Alîyyu’l-Karî’ye göre sûfî sözlerindendir. (Keşfu’l-Hafâ ve Muzîlu’lm-İlbâs: 2/291) sırrına mazhar olmuş ise ne a'lâ. Yoksa nefs-i levvâmenin tasfiyesine çalışmalıdır.



[1]Bu söz hadis değil, eserdir. Bu eser için bakz. Razî Lefatihu’l-Ğayb: 29/ 388: “جَذْبَةٌ مِنْ جَذَبَاتِ الرَّحْمَنِ خَيْرٌ مِنْ عِبَادَةِ سَبْعِينَ سَنَةً: Rahman’ın cezbelerinden bir cesbedir ki yetmiş yıllık ibadete denktir”; Neysaburî, Ğarâibu’l-Kur’ân ve Reğâibu’l-Furkan: 4/237, 5/96: “ ومن هنا قيل: جذبة من جذبات الرحمن توازي عمل الثقلين.: Buhdan ötürü ışk Rahman’ın cezbelerindenbir cezbedir, insanların ve cinlerin ibadetine denktir, denmiştir”; Gazâlî, İhya: 4/ 77; Muhtasaru’l-Kasıdîn: 1/275:والمعلوم وراء هذا الاجتهاد على جذبه من جذبات الرحمن عز وجل، فإنها توازى أعمال الثقلين، وليس ذلك اختيار العبد، بل275 : Bilinmektedir ki bu çalışmanın ötesinde Rahman’ın insanların cinlerin ibadetine denk gelen bir cezbesi vardır”; Hulasatu’l-eser, fâ A’yani’l-Karn: 1/465: “ وَتحصل بهَا التَّزْكِيَة فن التَّزْكِيَة مُقَدّمَة على التصفية عِنْد أَكثر الْمَشَايِخ بِخِلَاف النقشبندية فَإِن طريقتهم على الْعَكْس قَالُوا بَعْدَمَا يتَوَجَّه الانسان إِلَى التصفية والتوجه الْحق بِالصّدقِ فَيحصل لَهُ من التَّزْكِيَة بإمداد جذبة من جذبات الرَّحْمَن فِي سَاعَة مَا لَا يحصل لغيره من الرياضات والسياسات: Böylece tezkiye oluşur ki bu tezkiye Nakşibendî dışındaki şeyhlerin çoğunluğuna göre tezkiye tasfiyeden üstündür. Ancak Nakşibendiyyeye göre insan tasfiyeye ve doğruca Hakk’a yönelince Rahman’ın cezbelerinden bir cezbe yardımıyla bir anda tezkiye oluşur. Hakk’a tam anlamıyla yönelmeden başka bir riyazet yöntemiyle bu mertebeye ulaşılamaz.

 

(devamı yarın..)