ALLAH’IN RAHMETİ DÜNYADAKİLERİN DUALARINA BAĞLI DEĞİL­DİR (1)
Cumartesi, 04 Mart 2017 00:00

ALLAH’IN RAHMETİ DÜNYADAKİLERİN DUALARINA BAĞLI DEĞİL­DİR (1)

Hocam iyi günler dilerim. Ben 40 gün önce annemi kay­bettim. Namazlarımda Allah’tan anneme babama tüm ölmüş­lerime mağfiret diliyorum. Bizler de öldükten sonra bize ve annemize ba­bamıza birkaç göbek sonrasında tamamen mağfiret isteyen kalma­yacak ve bu zincir bozulacak kıyamet gününde akrabaları tarafından unutulmuş olacağız; isimlerimiz bile hatırlan­mayacak. Dünyadan kimse bize mağfiret isteğinde bulunmayacak bu bizim ahiretimizi etkiler mi? Teşekkür ederim.

Annem için de hayır ve mağfiret duası yaparsanız çok sevinirim hocam. Allah razı olsun...

Cevap: Allah'ın huzuruna varan herkes kendi eylemleriyle değerlendirilir. Kişi suçlu olup cehenneme gitmiş ise uzaktan gönde­rilecek okumalar, dualar onu cehennemden kurtaramaz. Zira âhirette adalet var, iltimas ve kayırma yoktur. Suçsuz olup cennete gitmiş olanı da kötü dualar ve lanet göndermeler onu cennetten çıkaramaz. Hâsılı her şey bu dünyada kazanılır. Ve Allah kulunu bilir. İnsan Hakkın huzurunda olduktan sonra dünyadakilerin iltimasına muhtaç olmaz. Yeter ki biz Hakk'ın rahmet ve mağfiretini kazanalım. Zaten cennete gidenin de artık dünyadan medet ummaya ihtiyacı yoktur. Sebe' Suresinin son âyetlerinde şöyle buyurulmaktadır:

Sebe’ Suresinde Hz. Muhammed’e, inanmayan insanlara, şöyle söylemesi emrediliyor:

“49- De ki: "Hak geldi, artık bâtıl ne bir şey ortaya çıka­rabilir ne de geri geti­rebilir. (O tamamen yok olup gitmiştir)."50- De ki: "Eğer saparsam, kendi zararıma sapmış olurum. Eğer yolu bulur­sam, bu da Rabbimin bana vahyettiği (Kur'ân) sayesindedir. Şüp­hesiz O, işi­tendir, yakındır." 51- Telâşa düştükleri zaman (on­ları) bir görsen: Hiçbiri kurtulamaz, yakın yerden yakalanmış­lardır. 52- "Ona inandık" demektedirler, ama uzak yerden (tâ dün­yadan imanı) nasıl alabilsinler? 53- Oysa daha önce onu inkâr etmişlerdi. Uzak yerden görülmeyene taş atıyorlardı. 54- Tıpkı bundan önce ben­zerlerine yapıldığı gibi, kendileriyle arzu ettikleri şey arasına perde çekildi. Doğrusu, onlar katmerli bir kuşku için­dedirler.”  (Sebe’ Su­resi: 49-54)

Bu âyetler, hak ile bâtıl üzerindeki tartışmanın bir sonucu niteliğindedir. Çeşitli kanıtlar getirildikten sonra burada Hz. Mu­hammed(sav)in dâvetini kabul etmeyip ona büyücü, yalancı, şâir gibi sıfatlar yakıştıranları, ön yargılardan uzak olarak Hz. Mu­hammed'in durumunu, ona gelen sözleri iyice düşünmeğe çağırmak­tadır. Aslın­da birçok insanın, Hz. Muhammed'i inkâr etmesi, kendi kanaati, dü­şünüp taşınması ile değil, toplumun etkisiyle olmakta idi.

(devamı yarın..)