KÜFÜRDE DEVAM EDENİN İNKÂR ISRARI (4)
Salı, 14 Şubat 2017 00:00

KÜFÜRDE DEVAM EDENİN İNKÂR ISRARI (4)

(...dünden devam)

A'cemî,(acm)kökünden gelir. Bu kök bir şeyin belirsizliğini ve anla­şılmazlığını belirtmek için konulmuştur. Açık konuşamayan erkeğe a'cem, kadına da 'ucmâ' denir. Hayvanlara da 'ucmâ' denmiştir. Çünkü hayvanlar düşüncelerini anlatamazlar. Kelimenin kök anlamı budur. Fakat sonradan Arapçayı iyi bilmeyen, iyi konuşamayan kimseye de a'cem ve a'cemî denrniştir. Arapçayı güzel konuşamayan -Arap, gayri Arap- herkese a'cemî denir. Bu âyetten, müşriklerin bu sözleri nisbet ettikleri adamın, Arapçayı iyi konuşamayan bir yabancı olduğu anlaşılmaktadır.

Râzî şöyle diyor: "Varsayalım ki Muhammed mânâları o a'cemî'den öğrensin, ama Kur'ân, sözlerindeki, cümlelerindeki fesâhetle de mu'­cizedir. Muhammed'in, mânâları o adamdan öğrendiği hakkındaki sözü­nüz doğru olsa bile bu, Kur'ân'ın değerini düşürmez. Çünkü Kur'ân, fesâ­hetiyle mu'­cizedir. Sizin iddiânız, Kur'ân'ın fesâhetini bozmaz." (Mefâ­tîhu'l-ğayb: 20/118)

Aynı sav, iniş bakımından Nahl Suresinden çok önce inmiş bulunan Furkan Suresinde de anlatılmaktadır: Furkan: 4-6. Âyetlere bakınız. Yüce Kur’ân’ın Çağdaş Tefsîrine bakınız.

İnkâr edenler: ‘Bu, yalandan başka bir şey değildir. (Muhammed) onu uydurdu, başka bir topluluk da kendisine yardım etti.’ dediler ve kesin bir haksızlığa ve iftirâya vardılar. Dediler: ‘Evvelkilerin masalları, onları yazmış, sabah akşam onlar kendisine yaz­dırılıyor.’ De ki: ‘Onu, göklerdeki ve yerdeki gizleri bilen indirdi. O, çok bağışlayan, çok esirgeyendir’.” (Furkan: 4-6)

Hz. Muhamed’e meleğin öğrettiğini kabul etmeyen inkârcılara göre Kur'ân, meleğin vahiy sözü değil, Hz. Muhammed'in uydurmasıdır. O, baş­kalarının da yardımıyla bu sözleri uydurup Allah'ın sözü diye öne sürmektedir. Bu sözler, öncekilerin üstûreleri yani satır satır yazdıkları destan ve hikâyeleridir. Hz. Muhammed bunları birilerine yazdırmış, bu yazılanlar sabah akşam kendisine okunuyor, o da bunları belleyip insanlara okuyor ve bunların Allah'ın sözü olduğunu iddiâ ediyor.

Böyle söyleyenlere cevaben Kur'ân'ın, göklerdeki ve yerdeki gizleri bilen, çok bağışlayıcı ve esirgeyici Allah tarafından indirildiği vurgula­nıyor.

“O, bağışlayan, acıyandır” cümlesi, Allah'ın, Hz. Muhammed(sav)e yalancı diyenleri derhal cezalandırmamasının hikmetini de açıklıyor. Ayrıca bunda inanmayanlara bir tehdîd vardır. Bu cümle, onlara, sözle­rinin, azâbı gerektiren küstahça sözler olduğunu, fakat hilim ve merha­metinden dolayı Allah'ın onlara azap etmediğini anlatıyor.

(devamı yarın..)