TASAVVUFTA SALİK-MÜRŞİT MESELESİ VE KUR’AN’A GÖRE ŞİRK (8)
Pazartesi, 23 Ocak 2017 00:00

TASAVVUFTA SALİK-MÜRŞİT MESELESİ VE KUR’AN’A GÖRE ŞİRK (8)

(...dünden devam)

Allah'ın Resûlü (sav) bu sözüyle kendisine ait her şeyi terk edip hepsini emir sahibi olan Allah'a teslim etmiştir. Çünkü her zaman insanları yöneten Allah'tır. Kalbi hangi makamda ise nefis de onun paralelinde, benzeri bir makamda bulunur. Meselâ kalb Allah ile olsa, nefis haller ile olur. Kalb haller ile olsa nefis âhiretle olur. Kalb tevekkülle meşgul olsa nefis helâl rızık arama, mübah kazanç sağlama ile meşgul olur. Kalb kerametler ve yakınlık makamlarında olsa nefis, veliler ve hayırlı insanlar arama yolunda olur. Kalb tenbellik içinde olsa nefis de harama dalar. Nitekim Peygamber (sav): "Vücutta bir et parçası vardır ki o düzeldi mi bütün vücut düzelir. O kalbdir" (Buhârî, İman: 39; Müslim, Müsâkat: 107; İbn Mâce, Fiten: 14; Dârimî, Buyû': 1)buyurmuştur.

Müridlerin, hekimleri (mürşidleri) araması da birkaç çeşittir: Kimi mürid, hakikat üzere değil, muaşeret (sohbet etmek, görüşüp konuşmak) için (mürşide gelip) tevbe eder. Onun bu yolda elde edeceği nasib, niyetine göredir. Ancak bir gün temiz niyetinin bereketi gelir de o mürid, hakiki tevbenin sınırına girer. Nitekim Peygamber(sav)e: "Falan adam namaz kılıyor ama hırsızlık da ediyor" denmiş de, buyurmuş ki: "Namazı onu bundan menedecektir" (Bu hadisi başka bir kaynakta bulamadım). Ve Peygamber (sav), Rabbinden naklen şöyle demiştir: "Onlar öyle kimselerdir ki kendileriyle beraber oturanlar şakî olmazlar" (Hadis, müttefekun aleyhtir. Ebu Hüreyre'den merfu'an rivayet edilir. Hadisi Taberânî ve Bezzâr da İbn 'Abbâs'tan rivayet etmişlerdir. Önceki insanlar bu sözle övülür, bu vasıfta olmayanlar yerilirdi. Keşfu’l-Ḫafâ: 2/333).

Kimi mürid gerçekten tevbe etmek üzere hekime gider, hekim ona niyetini düzgün tutmasını söyleyip yolunu gösterir. Kimi mürid zühd için hekime gider, hekim ona dünyayı terk etmenin, onu küçük görmenin, nefsin arzularına aykırı davranmanın, zahmetlere katlanmanın yolunu gösterir. Kimi mürid, hekime gider, sadece hekimin vereceği hükmü gözetler. O, kendi kaygısında değildir. Kendisinin ne bir hali, ne de arzuladığı makamı vardır (varlığını tamamen unutarak hekimde fani olmuştur).

(devamı yarın..)