Kadir Gecesi İslâm’dan önce biliniyor muydu?

Kadir Gecesi İslâm’dan önce biliniyor muydu?

Sayın Hocam,

Bugün sayfanızda Kadir Gecesinin İslâmiyet’ten önce de var olduğunu söylemiştiniz, bu konuda bizi aydınlatabilir misiniz? İslâmiyet’ten önce bu gecenin önemi nedir?

Kendisine kitap verilen Peygamerler hakkında da bir sorum olmuştu. Sayın Hocam, mümkünse onu da cevaplayabilir misiniz? Saygılarımla.. Teşekkür ederim. B. Kurt

Cevap: Kadir gecesinin İslâm'dan önce var olduğu hakkında bir görüş vardır ama bu kamunun kabul ettiği bir görüş değildir. Ancak Kur'ân'ın ifadesinden Kadir gecesi adında bir gecenin, toplumca bilindiği anlaşılır. Çünkü "Biz onu Kadir gecesinde indirdik" buyuruluyor. Demek ki muhatap toplum Kadir gecesinden haberdardır, yoksa Kadir gecesi de nedir diye bir soru yöneltilirdi. Oysa böyle bir sorudan söz edilmediği gibi Kadir gecesi hakkında bir bilgi de verilmemektedir. İşte bu durum, Kadir Gecesinin, Kur'ân'ın indiği toplumca bilindiğini gösterir. Nitekim Ramazan Ayı da Arap toplumunda oruç ayı olarak bilinirdi. Et-Tefsîru’l-Hadîs’in yazarı Muhammed İzzet Derveze, bu konudaki bir soruyu şöyle yanıtlamış:

“Acaba ‘Kadir Gecesi’ deyimi, Kur’ân’ın indiği gecenin önemini vurgulamak için söylenmiş, Kur’ân ile gelen yeni bir deyim midir, yoksa Kur’ân’dan önceki dönemlerde de bu anlamda bir gece var mıydı?

“Bu soruyu olumlu veya olumsuz cevaplayacak sağlam bir söze rastlamadım. Ancak ‘Alak Sûresi’nin tefsîrinde zikrettiğimiz Buhârî ve Müslim hadîsinde: ‘Peygamber (s.a.v.) Hira Mağarasına çekilip orada sayılı birkaç gece ibâdet ederdi. Kendisine vahiy orada indi’ denilmektedir. Hadîste geçen ‘el-leyâlî zevâti’l-‘aded (الليالى ذوات العدد): sayılı birkaç gece’nin, Ramazan’ın son on gecesi olması, yahut son on gecenin, bu ‘sayılı geceler’den olması mümkündür. Rivâyetler, Mekke’nin dindar çevrelerinde Ramazan ayında tehannüs (ibâdete çekilmen)in âdet olduğunu, dindar insanların böyle yaptıklarını belirtmektedir (Tehzîbu Sîreti İbn Hişâm: 1/52; Taberî, Târîhu’l-umem ve’l-mulûk: 2/300). Bu durum göz önünde tutulunca ‘el-leyâlî zevâti’l-‘aded: sayılı birkaç gece’nin, o ortamda bilindiği söylenebilir. Kadir gecesi de bu gecelerden birinin adı olmuştur. Bu adın anlamı hakkında çeşitli hadîsler vardır. Duhân Sûresi’nin: ‘Biz onu mübârek bir gecede indirdik. Çünkü biz uyarıcıyız. O gece her hikmetli emir (buyruk, iş) ayırdedilir (bildirilir, açıklanır).’ meâlindeki 3-4’ncü âyetleri, Allah’ın, önemli işleri Kadir gecesinde yaptığını (daha doğrusu: önemli buyrukları o gecede ayrı ayrı belirleyip açıkladığını) söylüyor. Bütün bunlar, ‘Kadir Gecesi’ ta‘bîrinin yeni bir şey olmayıp, Mekke’nin dinî çevrelerinde bilinen bir şey olduğunu kanıtlar.” (et-Tefsîru’l-hadîs:1/244)

İbn Kesîr’in de, kaydettiği bir hadîsten sonra: “Hadîs, Kadir gecesinin, bizim ümmetimizde olduğu gibi bizden önceki ümmetlerde de var olduğunu gösterir” şeklindeki sözü, Muhammed İzzet Derveze’nin görüşünü desteklemektedir.

Kendisine kitap verilen toplumlar hakkındaki sorunuzu hatırlamıyorum ama pek önemli de bulmuyorum bu soruyu. Kur'ân'a göre kendisine Kitap verilen peygamberler: Hz. İbrahim (suhifeler verilmiş), Hz. Musa (Tevrat'ın ilk beş Kitabı), Hz. Davud (Zebur, Tevrat'a göre Mizmarlar) Hz. İsa (İncil), Hz. Muhammed(Kur'ân-ı Kerim)dir

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş