ZEYNEB OLAYININ İÇYÜZÜ (2)
Çarşamba, 28 Aralık 2016 00:00

ZEYNEB OLAYININ İÇYÜZÜ (2)

 

 (...dünden devam)

Geçimsizlik gittikçe büyümüş, çekilmez bir durum almıştı. 37’nci âyetin bağlamından, Zeyd'in Peygamber'e, karısını boşamak istediğini söylediği anlaşılmaktadır. Gerçekten de huzursuzluktan kurtulmak için bu iki gencin bir­birinden ayrıl­masından başka çare olmadığını Peygamber de düşünüyor, fakat birden bire âilenin yıkıl­maması için de Zeyd'e: "Karını yanında tut, Allah'tan kork" diyordu. Kendi emriyle Zeyd ile evlenmekle mutsuzluk içine giren Zeyneb'in ve âilesinin daha perişan olmaması için de Zeyd'den ayrıldıktan sonra onunla evlenmeyi içinden geçiriyordu. Böylece toplumda eskiden beri süregelen ve birçok zorluğa sebebolan evlâtlığın karısiyle evlenme yasağı da ortadan kalkacaktı. Peygamber böyle düşünüyordu ama kendi evlâtlığının karısıyle evlenmesini, toplumun birdenbire hazm edemeyeceğini de düşündüğü için bu fikrini açığa vuramıyordu. Onun için karısını boşamak istediğini söyleyen Zeyd'e: "Karını yanında tut, Allah'tan kork!" demişti. İşte 37’nci âyette Peygamber'in böyle düşündüğü, fakat insanlardan çekindiği için bu düşüncesini açıkça söyleyemediği anlatılır. Ama bu olay, Allah'ın takdiri ile ve O'nun hikmeti uyarınca meydana gelmiştir. Zeyneb Zeyd'den ayrılıp iddetini tamamladıktan sonra Allah'ın şerefli Elçisi (salat ve selâm üzerine olsun), Allah'ın vahyine dayanarak onunla evlenmiştir. Tâ ki kendisi bu davranışıyle mü'minlere örnek olsun ve bundan böyle gerektiğinde mü'minler, evlâtlıklarının boşanmış karılariyle evlenmekte bir güçlük çekmesinler. Olayı Allah'ın bu hikmetine dayandıran âyetin sonunda Allah'ın emrinin mutlaka yapılması gerektiği vurgu­lanmaktadır.

 

38-40’ncı âyetlerde de Peygamber'in bu işi Allah'ın emriyle yaptığı, Allah'ın buyruğunu yerine getiren Peygamber'e bir sorumluluk ve güçlük olmayacağı, bundan dolayı onun kınanamayacağı, Allah'ın emirlerini duyuranların, bu görevlerini yaparken Allah'tan başka hiç kimseden korkup çekinmeyecekleri, Allah'ın onları koruyacağı; Muhammed'in, başkalarının babası değil, Allah'ın Elçisi ve peygamberlerin hâtemi olduğu, Allah'ın her şeyi bildiği belirtiliyor.

 

36’ncı âyetin iniş nedeni olarak iki olay anlatılır. Birine göre Hz. Peygamber (sav) Cahş kızı Zeyneb'i Zeyd ibn Hârise'ye istediği zaman Zeyneb:

"Ben ondan soyluyum" diyerek bunu kabul etmek istememiş: "Allah ve Elçisi bir işte hüküm verdiği zaman artık inanan erkek ve kadının, o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur..." âyeti inmiştir. Diğer rivayete göre bu âyet, 'Ukbe ibn Ebî Mu'ayt kızı Ümmü Kulsûm hakkında inmiştir. Hudeybiye barışından sonra ilk hicret eden kadın olan Ümmü Kulsûm, kendisini Allah'ın Elçisine hibe etti. Allah'ın Elçisi de "Kabul ettim" deyip onu, Zeyneb'den ayrılmış olan Zeyd ibn Hârise ile evlendirdi. Fakat Allah'ın Elçisi ile evlenmek arzusunda olan Ümmü Kulsûm ve kardeşi, buna gücendiler: "Biz Allah'ın Elçisi(sav)i arzu ettik. O ise bizi kölesi ile evlendirdi" dediler. İşte bu münasebetle bu âyet indi (Câmi'u'l-beyân: 22/11, 12; İbn Kesîr, Tefsîr: 3/490).

 

(devamı yarın..)