KÖTÜ ARKADAŞTAN UZAKLAŞMAK GÜNAH MI?
Pazartesi, 26 Aralık 2016 00:00

KÖTÜ ARKADAŞTAN UZAKLAŞMAK GÜNAH MI?

Saygıdeğer hocam, .....

Bir Müslüman kardeşimizle tartışıp yollarımızı (tek taraflı) ayırdıysak. Bunu aslında karşı taraf ne kadar iyi olursa olsun kendisi bu şahsın etkisinden dolayı isyana, kötü düşünceye, fitneliğe sürüklediğine inandığı için yolunu ayırdığında bu, dinimizin bahsetmiş olduğu küslüğe girer mi? Girerse de bu şahıs ile dinimizin bahsetmiş olduğu gibi üç günden fazla küs kaldığı takdirde dinden çıkması söz konusu mu ve bayramda seyranda bu kişi ile 'barışma' çabaları sarf edildiğinde bunu geri çevirdiğimizde günahı var mi?

İkinci sorum ise birisinden yaptığımız hatayı detaylıca söyleyerek özür dileyip helallik istediğiniz halde bu kişi gurur meselesi yapıp size vermediği takdirde yapılması gereken nedir? Bu durumun diğer ibadetlere engel olmadığını yazmışsınız hatta hac ibadetini yerine getirirken bunun yapılması bir nevi gösterişe girdiğini ifade etmişsiniz. Bu durumda ne önerirsiniz?

Şimdiden vermiş olacağınız cevaptan dolayı size teşekkür etmek isterim. ...

Cevap: Günaha, fesada sürükleyen insanlardan uzak durmak Kur’ân’ın emridir. Kur’ân;

“Onlar mü’minleri bırakıp kâfirleri dost tu­tuyorlar. Onların yanında şeref mi arı­yorlar? Bütün şeref, tamamen Allah’a aittir. (Allah) Size Kitapta indirmişti ki: Allah’ın âyet­lerinin inkâr edildiğini ve onlarla alay edildiğini işittiğiniz zaman, onlar (bu sözü bırakıp) başka bir söze dalıncaya kadar on­larla beraber oturmayın; yoksa siz de onlar gibi olursunuz. Şüphesiz Allah, bütün iki yüzlü­leri ve kâfirleri cehennemde toplaya­caktır.” (Nisa: 139-140)

“Ey inananlar, mü’minleri bırakıp kâfir­leri dost tutmayın! Allah’a, aleyhi­nizde olacak açık bir delîl vermek mi istiyorsunuz?” (Nisa: 144)

“O gün zâlim ellerini ısırıp: ‘Nolaydı, keşke ben elçiyle beraber bir yol edi­neydim! Der. Vah bana, ne olurdu, ben falanı dost tutmasaydım! O beni, bana gelen Zikirden saptırdı’.” (Furkan: 27-29)

Âyetlerinde kötü insanları dost tutup Hak yoldan sapanların, gerçeklerin ortaya çıktığı âhiret gününde duyacakları pişmanlık canlandırılmaktadır. Onun için mü’min insan,kendisini şer ve fesada sürükleyecek kötü arkadaşlardan uzak durmalıdır.

Bu konuda merhum Üstadım Hacı Muharrem Efendi bir man­zu­mesinde şöyle buyurmuştur:

Her fenalık su-i karinden gelür eder irâs

Her ḫacâlet bîvefalardan gelür eder irâs

Her kötülük sana kötü arkadaştan gelip dokunur. Her rezalet ve kepazelik vefa­sızlardan gelip sana bulaşır.

Gitme meclis-i nâdâna nâmını berbâdeder

Ya elinden ya dilinden bir zarar eder irâs

Cahil meclisine gitme, sonra adını bozar, itibarını havaya savurur. Onun ya elinden, ya da dilinden zarar görürsün.

Bu konuda bir başka öğütü de şöyledir:

Gel sû-i karînden çek elin eyle ferağet

Ahvâli anın sâna eder aynı sirayet

Gel kötü arkadaştan el çek, vazgeç. Onun ahvali, davranışı aynen sana da geçer.

Hiç yok sadakat hak ile ihvân-i zemanda

Fehm edersin var ise ger sende liyaket

Doğrusu bu zamanın dostlarında, yol arkadaşlarında hiç sadakat yoktur. Kabiliyetin varsa bunların vefasızlığını anlarsın.

Çün mir'ât-i ef’âli eder halini izhar

Dikkatle nazar eyle olur zahir alâmet

Zira eylemlerinin aynası bu insanların halini gösterir. (Çünkü kişinin işi, kendisinin aynasıdır. İç hali yaptıklarından anlaşılır). Dikkatle bak, gerçek ortaya çıkar.

İnanma sakın sözlerine esası yoktur

Bil her ne kadar etse de ibrâz-i sadaket

Sakın bunların sözlerine inanma, doğru değildir, temelsizdir. Ne kadar sadakat gösterse de gerçekte doğru olmadığını, vefasız olduğunu bil.

Bir dildeki yok hubb-i Ḫuda olma mukārin

Teslim dahi hiç olma hazer eyle beğâyet

Bir gönülde Tanrı sevgisi yoksa o kimseye yaklaşma. Ona hiç teslim olma, ondan çok sakın.

Gösterse de sâna sadakat sanma hakikat

Mutlak ziyanı irâs eder sana nihayet

Sana sadakat gösterse de bunu gerçek sanma. O kötü arkadaş mutlaka sonunda sana zarar verir.  

Çek kûşe-i inzivâye gel iḫtifâ eyle

Ger dîler isen bâşın ola Sırrı selâmet

Sırrı eğer başının esenlik içinde olmasını istiyorsan bir köşeye çekil de gizlen