Birkaç soru
Cuma, 28 Ekim 2011 00:00
Birkaç soru

Hocam, sabah, akşam ve yatsı farz namazlarında imam efendinin sesli okuduğu Fatiha Suresinin ilk âyetinde ''Bismillahir-rahmanir-rahîm'' okumamaktadır. İkinci âyetten başlayarak namaza girmektedir. Nedenini öğrenmek istiyorum.

Ayrıca Fatiha Suresini mezarlıkta ve ölüler için dua niyetiyle okumaktayız fakat Türkçe mealine bakınca Fâtiha’nın, ölülerle değil, tersine yaşayanlarla ilgili olduğunu görüyoruz. Ben “Rabbena âtinâ” duasını okuyorum, acaba doğru mu yapıyorum?

Son olarak şunu öğrenmek istiyorum. Namazların kazası oluyor mu? Çünkü Cenab-ı Allah yüce kitabında bunu hiç belirtmiyor, oysa oruç için böyle bir ruhsat belirtmiştir. Ayrıca yüce kitabımızda savaş anında bile namazı kılmamızı emrettiğine göre namazın kazaya kalmaması belirtilmiştir. Allah'a emanet olun, en iyi dileklerimle, saygılarımı sunarım... Zekeriya Ertürk

Cevap: Sesli okunan namazlarda İmam Fatiha'dan önce Besmeleyi gizli olarak okur, açıktan değil. Sebebi de Besmelenin, Fatiha'nın ve öteki surelerin âyeti olup olmadığı hakkındaki kuşkudur.

Kimi kanıtlara dayanan Şâfiî, Besmele'yi Fâtiha'dan bir âyet saymıştır. Öteki sûrelerdeki besmeleler hakkında tereddütlü olan Şâfıî, kâh Besmele her sûrenin âyetidir, kâh yalnız Fâtiha'dan bir âyettir, demiştir.

Hz. Peygamber'in, Fâtiha'dan önce Besmeleyi okuduğu hakkında hadisler varsa da bu hadisler, Besmelenin, Fâtiha'dan bir âyet olduğunu kanıtlamaz. Peygamber (s.a.v.), her işe Besmele ile başlamanın, İslâm’ın bir şiârı olduğunu belirtmek için Fâtiha'ya başlarken de Besmele okumuştur. Kaldı ki Hz. Peygamber'in, Besmele çekmeden Fâtiha okuduğu hakkında da hadisler vardır. Hz. Ayşe'nin: "Allah'ın Elçisi (s.a.v.) namaza tekbîr ile, okumaya da (elhamdu lillâhi rabbi'l-âlemîn) ile başlardı'' dediği rivayet edilir.

Enes ibn Mâlik de şöyle demiştir: "Peygamber (s.a.v.)'in, Ebûbekir'in, Ömer'in ve Osman'ın arkasında na­maz kıldım. Bunlar (elhamdü lillâhi rabbi'l-âlemîn) ile başlardı, namazın ne önün­de, ne de sonunda (bismil­lâhirrahmânir-rahîm) demezlerdi. Onlardan hiçbirinin, (bismillâhir-rahmânir-rahîm) dediğini duymadım.", ''Onlar okumaya (elhamdu lillâhi rabbi'l-âlemîn) ile başlardı.”

İşte İmam-ı Mâlik de, bazı delîllere dayanarak Neml suresinin 30’ncu ayeti dışındaki besmelenin, âyet olmadığı kanâatine varmıştır.

Peygamberimizin, namazda besmeleyi okumadığına dair hadîsler de, okuduğuna dair hadîsler de vardır. Fakat okuduğuna dair hadîsler daha kuvvetlidir. Kendisinin ve sahâbîlerinin, namazda besmeleyi gizli okuduğuna dair hadîsler de mevcuttur. Bu rivayetlerden, Hz. Peygamber'in, namazlarında bazen Besmeleyi açık, bazen gizli okuduğu anlaşılır.

Hanefîlere göre Besmelenin Kur'ân'a yazılması, onun Kur'ân olduğunu gösterirse de her sureden bir âyet olduğunu göstermez. Besmelenin, namazda Fâtiha ile beraber açıktan okunmadığına dair hadisler de onun, Fâtiha'dan bir âyet olmadığına delildir. O halde her sûre başında bulunan besmele, bağımsız bir âyettir, sûreye dâhil değildir. Yalnız Neml Sûresi’nin ortasında geçen besmele, o sûrenin bir âyetidir.

En doğru görüşün, bu olduğu anlaşılmaktadır. Zira sahâbîler devrinde Kur'ân'dan olmayan hiçbir şeyin Kur'ân metniyle yazılmadığı halde besmelenin yazılmış olması, onun Kur'ân olduğunu gösterir. Besmelenin, Fâtiha ile beraber açıktan okunmadığını belirten hadisler de Besmelenin, Fâtiha'nın bir parçası olmadığını gösterir. Ayrıca bu görüşü destekleyen başka deliller de vardır.

Kur'ân olduğu hakkında tevâtür bulunmadığından besmeleyi Kur'ân'dan saymamak doğru olamaz. Zira her âyet için "Bu Kur'ân'dır" denmesi ve bu sözün tevâtüren nakledilmiş olması gerekmez. Bu hususta hal karînesi (durum delili) yeterlidir. Peygamberimizin, vahiy kâtiplerini çağırıp bir şeyi Kur'ân'ın falan yerine yazmalarını emretmesi, onun Kur'ân olduğunu gösterir. Besmele de böyle yazılmıştır. Hz. Peygamber: "Onu her surenin başına yazın" demiştir.

Besmelenin âyet olup olmadığı, âyet ise sûrenin bir parçası olup olmadığı hakkındaki bu görüş farkları yüzünden besmelenin namazda okunması meselesinde de görüş ayrılıkları doğmuştur:

İmam-ı Mâlik, besmeleyi âyet kabul etmediği için farz namazlarda ne açıktan, ne de gizli olarak besmele okunmasını caiz görmemiştir. İmam-ı Şafiî ve İmam Ahmed de besmeleyi, her sûreye dahil bir âyet gördükleri için açık okunan namazlarda açıktan, gizli okunan namazlarda gizliden besmele okunmasının farz olduğunu söylemişlerdir. Ebu Hanîfe ise besmeleyi bağımsız âyet kabul ettiği için Fâtiha'dan önce gizli olarak besmele çekmenin sünnet olduğunu söylemiştir.

Namazların kazası sorununa gelince

Bile bile aylarca, yıllarca kılınmamış namazların kazası yoktur. Bile bile namaz kılmamak büyük suçtur, günahtır. Çünkü namaz dinin olmazsa olmazıdır. Bile bile namaz kılmayan insan, eylemli Müslüman değildir. O sadece kültür Müslüman’ı sayılır. Bu insan namaza başladığında sanki yeni İslâm’a girmiş gibi olur. Önceki günahları, hataları silinir. Çünkü İslâm daha önceki günahları siler. 50 yaşında Müslüman olan insandan eski hayatında kılmadığı namazları, tutmadığı oruçları kaza etmesi istenmez. Bile bile namaz kılmayan insan, namaza başladığında eski hataları için tevbe eder, bundan böyle bir daha namazını bırakmaz.

Ancak bir mazeret dolayısıyla bir iki günlük, bir iki vakitlik namazını kılamamış olan, o namazlarını sırasıyla kılar. Sonra içinde bulunduğu vaktin namazını kılar. Diyelim ki iki gün, hastalığı veya sefer, bir mazeret dolayısıyla namaz kılamadı. O kılamadığı namazları sırasıyla, birlikte kılar. Ta içinde bulunduğu vaktin namazına gelinceye dek. Sonra içinde bulunduğu vaktin namazını kılar. Peygamberimizin uygulaması böyledir.

Fâtiha: Ne Peygamberimiz ne de sahabileri ölmüşlere Fatiha veya Kur'ân okumuştur. Peygamberimiz kabristanı ziyaret ederken "Esselâmu aleykum dâre kavmin mu'minîn ve innâ inşâallahu bikum lâhikun, entum selefuna ve ranhu bi'l-eser. Ğaferallahu lena ve lekum: Ey mü'minler yurdunun sakinleri, biz de Allah'ın dilemesiyle size katılacağız. Siz bizim öncümüzsünüz, biz de ardınızdan geliyoruz. Allah bizi de sizi de affetsin, bağışlasın!"

Sizin duanız da güzel ve yerindedir.

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş