Cinsel kimlik bozukluğu
Perşembe, 27 Ekim 2011 00:00

Cinsel kimlik bozukluğu

Sayın hocam, ben doğuştan 3-4 yaşlarımdan beri kendimi erkek olarak hissedip erkek oyunlarıyla oynayıp Futbol oynadım, ergenlik dönemde göğüslerimden ve diğer kadın cinsel organlarımdan nefret ettim, çıkmasını istemedim; saklamaya çaba gösterdim, hayız olmayı da istemedim. Kadınlıkla ilgili ne varsa rahatsız oldum, erkek gibi iken kadın belirtileri istemedim, kendimi kız-kadın olarak kabul etmedim. Bu, beni 18 yaşıma kadar bana sorun oldu, beni rahatsız etti.

Bizim örf adetlere göre kadın olarak gelin edildim, istemediğim halde. Ben erkek olarak yaşam sürdürme içindeydim. Çocuk doğurma ve kadın-anne rolüne girme, psikolojik olarak beni çok huzursuz etti. Evliliğim 9 sene sürdü problemli olarak sonra ayrıldım evlilik dönemim de iyi gitmedi. Kendimi cinsel rahatsız hissetim evlendiğim eşimi de sevemedim.

Sayın hocam, ben kadın iken ameliyatla erkek olursam günah mı Allah c.c yakar mı? Kur’an’da bunun günah olduğu belirtiliyor mu? 3-4 yaşlarında erkek hissedip de böyle büyüyünce erkek olmak günah mı? Ne yapmam gerekiyor, ben asla kabul etmedim kız olmayı küçükken. Hareketlerim, her şeyim erkek gibi idim ve ergenlik çağımda erkeğe değil, kıza sevgi duyuyordum, kendimi erkek hissetmemden ötürü.

Cinsel kimlik bozukluğu içinde olan kişi hakkında Kur’ân ne diyor? Ben lezbiyen değilim, benim cinsel kimlik problemim var doğuştan. Şu an 37 yaşındayım ve bu sorunla yaşamam mı lazım? İslâm, cinsiyet değiştirmeyi asla kabul etmiyor mu? Ve günah yasak değilse erkek olunca İslâm’a göre ben erkek mi kadın mı kabul edileceğim? Ve böyle kişinin cenazesini yıkanmak günah mı?

Sayın Süleyman hocam bana net bir açıklık verebilir misiniz? Saygı ve Selamlarımla. S. İ.

Cevap: Doğrusunu isterseniz sizin sorunuzun cevabını ben net olarak bilemiyorum. Çünkü asırlar önce tıp ve jinekoloji, anatomi, gen bilimi bu kadar gelişmemişti. Şimdi siz kendinizi erkek olarak hissediyorsunuz ama kadınlık organlarınızda bir eksiklik yok. Adet görüyorsunuz, çocuk da doğurabilirsiniz, yani rahminiz de var. O zaman sadece psikolojik bir his ve arzu ile erkek olmanızı doğru bulamam. Siz bir psikiyatra gidin, esaslı bir psikolojik tedavi görün, belki hisleriniz değişir. Biraz kendinizi dini kitaplara verin, halinize sabredin, günahlara düşmeğe, kendiniz gibi kadınları sevmeğe kalkmayın. Hislerinizin düzeleceğini umuyorum. Size Allah'tan şifa dilerim.

İslâma göre cinsiyeti belirsiz olan veya her iki cinsin cinsel organı bulunan insana hunsâ denilir.

Din uzmanlarının çoğuna göre, hunsâ: Hangi aletinden idrar yapıyorsa, daha çok ona yakın bir hüküm taşır. Yani erkeklik aletinden idrar yapıyorsa, erkek; dişilik aletinden idrar yapıyorsa, dişi sayılır. (El-Hidâye - Marğinânî)

Yaratılıştan erkek veya kadın doğan ve doğduğu cinsin organları tam olarak bulunan kimse ameliyatla gerçek kadın veya erkek olamaz. Yani kadınsa erkek olamaz, erkek şekli verilse bile çocuk doğurtamaz. Erkekse kadın olamaz, rahmi ve yumurtalığı olmadığı için çocuk doğuramaz. O halde böyle kimselerin cinsiyet değiştirme ameliyatları bir fanteziden ibarettir, bunların böyle ameliyatlara başvurmaları asla caiz değildir. Çünkü bu, Allah’ın yaratışını değiştirme sayılır. Yüce Allah, böyle doğaya müdahaleyi şeytan aldatması saymakta ve böyle yapanları lanetlemektedir:

(O şeytan) Ki Allah ona la‘net etti ve o da, ‘Elbette senin kullarından belirli bir pay alacağım, dedi, onları mutlaka saptıracağım, mutlaka onları boş kuruntu­lara sokacağım ve onlara emredeceğim: hayvanların kulaklarını ya­ra­caklar; onlara emrede­ceğim: Allah’ın ya­ratışını değiştirecekler!’ Kim Allah’ın yerine şeytanı dost tu­tarsa, muhakkak ki açık bir ziyana uğramıştır.” (Nisa: 118-119)

Soru sahibi hanım, dokuz yıl evli kaldığına ve kendi ifadesinden de açıkça anlaşıldığına göre bütün kadın cinsel organları ve fonksiyonları vardır. Onun ameliyat istemi, sadece bir eğilimden, histen ibarettir. Onun ameliyatla cinsiyet değiştirmesi asla caiz değildir. Çünkü bu, Allah’ın yaratışını değiştirme olur. Hislerini manevi yönlere yönelterek, içini Allah sevgisiyle doldurarak düzeltebilir.

Ancak yaratılıştan, iki cinsin de belirleyici organlarını taşıyanlar, yaratılış itibariyle anormal sayılırlar. Altıparmaklı, çift başlı doğanlar gibi her iki cinse ait cinsel organ taşıyanlar da anormal kabul edilir. Çünkü normal yaratılış böyle değildir.

Kadın doğan kendini kadın, erkek doğan, kendini erkek hisseder. Zaten ergenlik çağında bu hissiyat fizyolojik belirtilerle kendini gösterir. Kadın doğduğu ve tüm aletleri mevcut olduğu halde kendini karşı cinsten hisseden kişide ya eğitimden ya da irsiyetten gelen bir hastalık olabilir. Bunun psikolojik tedavi ile düzeltilmesi gerekir. Sadece his ile cinsiyet değiştirmek caiz değildir.

Ancak doğuştan her iki cinsin cinsel organını taşıyanlar (hünsa-müşkil) hakkında, hangi cinsin organı daha tam, öteki az ise kişi, aleti baskın olan cinsten kabul edilip az belirtili cinsel organ ameliyatla alınabilir.

Şayet her iki organ eşit durumda ise o durumda bulunan insanın hissine itibar edilir. Kişi kendini hangi cinsten hissediyorsa ameliyatla öteki cins organı alınabilir.

Her iki aletinden eşit biçimde idrar geliyorsa, o takdirde hem erkek, hem dişidir, yani ona hunsâ-müşkil denilir.

Hunsâ Müşkil Hakkında Nikâh Meselesi:

Hunsâ müşkil, henüz ergen olmadan babası kendisini birine nikâhlarsa, bu nikâh ergen oluncaya kadar askıda kalır. Nikâhlı çiftlerden biri ölürse, diğeri ona vâris olamaz. Ergenlik çağına girince, kadın veya erkek olduğu açık şekilde belirirse, ona göre nikâh geçerlilik kazanır.

Bugün artık cinsiyetlerinde kuşku duyanlar, evlenmeğe karar vermeden önce kendilerinin bulundukları cinsiyette yeterli olup olmadıklarını tıbben tespit ettirip ona göre davranırlar.

Not: Bu konuda sayın Prof. Dr. Hayrettin Karaman’ın, İnternet’te yayınlanan ayrıntılı bir yazısını okumakta yarar vardır.

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş