ALLAH’A ŞİRK KOŞMAK AFFEDİLMEZ Mİ? (2)
Cuma, 18 Kasım 2016 00:00

ALLAH’A ŞİRK KOŞMAK AFFEDİLMEZ Mİ? (2)

(...dünden devam)

İnsanlar hiç farkında olmadan ansızın azâb gelip çattıktan sonra artık onlara yardım eden olmaz. Kişi o zaman "Keşke Allah'a karşı görevimi ihmal etmeseydim!" der, Allah'ın gönderdiği din ile alay etmiş olmasına üzülür, kendi kendisini kınar. Kendi suçunu, günahını da Allah'ın takdirine havale ederek kendisini mazur göstermeğe çalışır: "Allah bana hidâyet etseydi ben de korunanlardan olurdum!" der. Azabı görünce: "Âh bir daha dünyaya geri dönmek, yaşamak mümkün olsaydı, güzel davranırdım!" diyerek yakınıp durur. Ama bunların hiçbir yararı olmaz. O böyle yakınırken yüce Allah: "Evet, sana âyetlerim gelmedi değil, geldi ama sen onları yalanladın, böbürlendin ve nankörlerden oldun!" diyerek onu azarlar.

İşte Allah kullarına acıyarak, böyle bir duruma düşmemek için tevbe etmelerini buyuruyor ve bütün günahları affedecek kadar merhametli olduğunu müjdeliyor.

53’ncü âyetin iniş sebebi hakkında şöyle bir rivayet vardır: Gûyâ Peygamber'in amcası Hamza'yı öldürmüş olan Vahşî, Müslüman olduğu takdirde günahının affedilip edilme­ye­ceğinde tereddütetmiş, bunun üzerine Furkan Sûresinin: "Ancak tevbe edip inanan ve faydalı bir iş yapanlar, işte Allah onların kötülüklerini iyiliklere değiştirecektir. Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir" (70’nci âyet)âyeti inmiş. Vahşi bunu zor bulmuş, bunun üzerine Nisâ Sûresinin: "Allah kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz, bundan başkasını dilediğine bağışlar. Allah'a ortak koşan da gerçekten büyük günah işlemiştir" (48’nci âyet) âyeti inmiş. Vahşî: "Yine de kuşkuluyum, günahımın bağışlanıp bağışlanmayacağında tereddüdediyorum" de­miş. Bu kez de Zümer Sûresinin 53’ncü âyeti inmiş (Kurtubî, el-Câmi' li-ahkâmi'l-Kur'ân: 15/268-269; Taberî, Câmi'u'l-beyân: 24/64).

Hiç kuşkusuz bu rivayet, Hz. Hamza gibi kahraman bir sahâbiyi arkadan vurup öldüren katili Allah katında çok yüksek bir mevkiye çıkarma heveslilerinin eseridir. Böyle pazarlıklı imanın mantıksal bir yanı olmadığı gibi rivayette birbiri ardınca indiği söylenen âyetlerin iniş şart ve zamanları da tamamen ayrıdır. Bu rivayet doğru olsa bu 53’ncü âyetin Medine'de inmiş olması gerekir. Oysa öncesine ve sonrasına sıkıca bağlı olan bu âyet, Mekke döneminin ortalarına doğru inmiştir.

Başka bir rivayete göre çok günah işlemiş olan bazı müşrikler, Müslüman oldukları takdirde günahlarının affedilip edilmeyeceğini sormuşlar. İşte âyet bu münasebetle inmiş (Kurtubî, el-Câmi', 15/268; İbn Kesîr, Tefsîr: 4/59).

Bu rivayet âyetin konusuna uygundur. Belli ki bazı insaflı müşrikler, Müslümanlığa eğilim duymuşlar, fakat "Bu kadar günahımız var, Allah bu günahlarımızı affeder mi?" diye umutsuzluk göstermişler, günahları da affedilmeyecek olduktan sonra Müslüman olmanın bir yararı olmayacağını düşünmüş, Müslüman olmakta tereddütetmişlerdir. İşte bu âyetler inerek onları tevbeye ve İslam’a yöneltmiş, Müslüman oldukları takdirde Allah'ın, bütün günahlarını affedeceğini bildirmiş, günahkârlara umut kapılarını ardına kadar açmıştır.

(devamı yarın..)