KADININ KENDİSİNİ HİBE ETMESİ SORUNU (4)
Cumartesi, 08 Ekim 2016 00:00

KADININ KENDİSİNİ HİBE ETMESİ SORUNU (4)

(...dünden devam)

Kendini Peygamber’e hibe eden kadınla ilgili olarak belirtelim ki bu kadınlar evli kadınlar değildi. Her toplumda liderle evlenmek isteyen kadınlar vardır. Ama evli kadınlar değil, böyle bir şey İslam toplumunda düşünülemez. Şimdi konuyu biraz daha açalım.

“Ey peygamber, biz, ücretlerini (mehirlerini) verdiğin eşlerini; Allâh'ın sana ganimet olarak verdiğ(i savaş esir)lerinden elinin altında bulunan(câriye)leri; amcanın, halalarının, dayının ve teyzelerinin seninle beraber göç eden kızlarını sana helâl kaldık. Bir de kendisini (mehirsiz olarak) Peygamber’e hibe eden ve Peygamberin de kendisini almak dilediği inanmış kadını, diğer mü'minlere değil, sırf sana mahsus olmak üzere (helâl kıldık). Biz, eşleri ve ellerinin altında bulunan(câriye)leri hakkında mü'minlere yapmalarını gerekli kıldığımız şeyi bil(dir)dik. (onların bu hususta ne yapması lâzım geldiğini de daha önce açıkladık) ki, sana bir zorluk olmasın, (sen bir sıkıntıya, güç bir duruma düşmeyesin). Allâh çok bağışlayan, çok esirgeyendir.”(Ahzâb: 50)

Mehirsiz olarak kendisini Peygamber’e hibe eden kadın sorununa gelince:

Ahzab Suresinin 50’nci âyetinde Peygamber(sav.)e, helâl olan kadınlar sayılmaktadır. Bunlar: 1) Hz. Peygamber'in, mehrini vererek evlenmiş olduğu eşleri, 2) Mülkü olan câriyeler, 3) Mekke'den hicret eden amca, hala, dayı ve teyzesi kızları, 4) Ve kendisini karşılıksız olarak Peygamber'e hibe eden kadınlardır. Demek ki Peygamber(sav.)e, mevcut eşlerinden başka hicret eden amcakızları ve teyze kızlarıyla kendisini mehirsiz olarak bağışlayan kadın da helâldir. Peygamber isterse bunlarla da evlenebilir.

Çoğunlukla müfessirler burada, âyetin inişi sırasında Peygam­ber(sav.)in nikâhı altında bulunan eşlerinin kastedildiğini söylerler. Fakat İbnu'l-'Arabî, haklı olarak bu görüşü kabul etmez. Çünkü "Biz sana mehirlerini verdiğin eşlerini helâl kıldık" dedikten sonra ayrıca: "Amcanın kızlarını, halalarının kızlarını... da helâl kıldık" buyurulmak suretiyle ona, eşlerinden başka helâl kılınan kadınlar sayılıyor. Eğer amca, hala, dayı ve teyzesi kızları ile eşleri kastedilmiş olsaydı, eşlerinden sonra bunların ayrıca zikredilmesinin bir anlamı kalmazdı. Âyete göre Peygamber (sav.), eşlerinden ayrı olarak dilerse hicret eden amca, hala, dayı ve teyzesi kızları ve kendisini ona bağışlayan kadınlarla evlenebilir. Öteki kadınlarla ancak nikâh ve mehirle evlenir, fakat kendisini bağışlayan kadınla mehirsiz ve akitsiz evlenebilir. Diğer mü'minler de böyle kadınlarla evlenebilirler ama kendisini bağışlayan kadınla akitsiz ve mehirsiz evlenemezler. Bu, yalnız Peygambere özgüdür. Allah diğer mü'minlere, eşleri ve cariyeleri hakkında neyi farz kıldığını bilir. Allah'ın bu konuda onlara farz kıldığı şey, Nisâ Sûresinin 3-4’ncü âyetlerinde açıklanmıştır.

(devamı yarın..)