ALLAH'IN VARLIĞI KENDİSİNDENDİR (3)

(...dünden devam)

3) "Ehad " sözü, nûr ve zulmet tanrıları diye iki tanrı olduğunu söyleyen Seneviyye görüşünü, Hıristiyanların üçlemesini, sâbiîlerin yıldızlar hakkındaki inançlarını çürütür. İkinci âyet, Allah'tan başka tanrı kabul edenlerin görüşlerini reddeder. Çünkü Allah'tan başka tanrı olsaydı, Allah, bütün ihtiyaçlarda tek başvurulan olmazdı. Üçüncü âyet Yahû­dîlerin 'Uzeyr, Hıristiyanların Mesîh, müşriklerin melekler hakkındaki sözlerini; dördüncü âyet de putları Allah'a denk tutan müşriklerin görüşlerini reddetmektedir.

Bir Kudsî hadiste şöyle buyurulur: "Âdemoğlu, hakkı olmadığı halde beni yalanladı. Hakkı olmadığı halde beni yerdi. Beni yalanlaması, 'Allah beni yarattığı gibi yeniden yaratmayacak' demesidir. Oysa ilk yaratmak, yeniden yaratmaktan daha kolay değildir. Beni yermesi de: 'Allah çocuk edindi' demesidir. Oysa ben ehâd, samedim, doğurmadım, doğurulmadım, benim dengim de yoktur" (Buhârî, Tefsîr, Sûre: 112).

Kur'ân-ı Kerîm; ''Doğurmadı" sözüyle Allah'tan her ne suretle olursa olsun, bir çocuk meydana gelmediğini; O'nun çocukları olmadığını; ne sudûr ile ne doğum ile kendisinden çocuklar olmadığını belirtiyor. “Doğurulmadı" sözüyle de Allah'ın atası olmadığını; bir doğum veya sudûr ile bir babadan meydana gelmiş bir tanrı, bir ikinci veya üçüncü unsur olmadığını; “O'na hiçbir şey denk olmadı” sözüyle de hiçbir suretle O'nun dengi, benzeri bulunmadığını vurguluyor.

Allah, üç unsurdan oluşan bir varlık değildir. Kendisinden başka varlıklar O'nun yaratıklarıdır. O'ndan başka hiç kimsede tanrılık yoktur. Oğul, evlâd sâhibi olmaktan münezzehtir. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nun yaratığıdır. "Allah üçün üçüncüsüdür, diyenler kâfir olmuşlardır" (Mâide: 73), "Allah çocuk edinmemiştir, O'nunla beraber başka bir tanrı da yoktur. Öyle olsaydı, her tanrı yarattığını alıp götürürdü ve bunlar birbirlerine üstünlük kurmaya çalışırlardı. Allah, ortak koştukları şeylerden münezzehtir" (Mü'minûn: 91), "Allah, Allah çocuk edindi' diyenleri uyarmak için (kulu Muhammed'e Kitâbı indirmiştir). Bu sözü söyleyenlerin, ne kendilerinin, ne de babalarının bu konuda bir bilgileri yoktur. Ağızlarından çıkan söz ne ağır bir sözdür. Onlar yalanda başka bir şey söylemiyorlar" (Kehf: 4).

İslam’ın tevhîd inancını özetleyen İhlâs Sûresi, bu kapsamlı anlamından dolayı Kur'ân'ın üçte birine denk tutulmuştur. Peygamber (s.a.v.): "Allah Kur'ân'ı üç kısma ayırdı. Kul-huvellâhu ehad, Kur'ân'ın üçte biridir" buyurmuştur (Hadîsin kaynakları, sûrenin önsözünde geçti ). Aynı meâlde hadisler Ebû Eyyûb el-En­sârî'den de rivayet edilmiştir (İbn Kesîr, Tefsîr: 4/568).

Hz. 'Âişe şöyle demiştir: "Peygamber (sav.) her gece yatağına girince avuçlarını birleştirir, içine üfler ve avuçlarına Kul-huvallâhu ehad, Kul e'ûzu birabbi'l-felâkı ve Kul e'ûzu bi-rabbi'n-nâs'ı okur, sonra avuçlarını yüzüne ve elinin erdiği kadar vücudunun her yanına sürerdi. Bunu üç kez yapardı" (Buhârî, Fedâilu'l-Kur'ân: 14; Ebû Dâvûd, Edeb: 98; Tirmizî, Du'â: 21; İbn Hanbel, Musned: 6/116, 154).

***