İRÂDE (3)
Pazar, 10 Temmuz 2016 00:00

İRÂDE (3)

(...dünden devam)

Öyle ise insanın sorumluluğu, yaptığı işi yaratmasından değil, seçmesinden doğar. Fi‘li yapma gücünü Allah yaratır. İnsanın beyninin çalışması Allah’ın yasalarıyla olur. Fakat insanda iyiyi ve kötüyü birbirinden ayırdetme yeteneği vardır. İşte Allah, insana yapacağı ve yapmayacağı işleri bildirdiği halde insan çaba harcamaz, düşüncesini kötüye yöneltir, kötüyü yapmak isterse Allah, ona o işi yapma gücünü verir. Daha doğrusu Allah, ona bahşettiği yapma gücünü kullanma müsaadesi verir. Gücü veren Allah’tır, ama onu yönlendirme insana verilmiştir. Fi‘li yaratan Allah, yapan insandır. Yaratma başka şey, yapma başka şeydir. Yaratma bir şeyi yoktan var etme, bir şeyi yapabilmek için temel gücü vermedir. Yapma ise mevcut gücü bir şeyi şu veya bu şekilde yapmada kullanmaktır. Temel güç olmasa bir şey yapılamaz. Bu bakımdan hayrı da, şerri de yaratan Allah’tır. Allah insana her ikisini de yapma güç ve yeteneğini vermiştir. Fakat şerri seçen sorumlu olur. İyiyi veya kötüyü isteme, seçme yeteneğine irâde-i cüz’iyye denir. İnsanı sorumlu kılan, kendisine verilen bu seçme yeteneğidir.

Bir de Beled Suresinin âyetlerine bakalım:

Biz ona vermedik mi: İki göz... Ona iki tepeyi (anasının iki memesini emmenin veya hayır ve şerrin yolunu) gösterdik.” 35/8-10:Allah ona iki göz, bir dil, iki dudak vermiş, onu böyle mükemmel biçimde yaratmış ve ona iki necd göstermiştir.

Necdeyn : necdin ikilidir. Necd yokuşa doğru çıkan yoldur. Yüksek bölgeye, tepeye de necd denilir. İki necdi (tepeyi) iki meme olarak tefsîr edenler de vardır. Bunlara göre âyette, Allah’ın, insana, annesinin memelerini emme yolunu gösterdiği anlatılmaktadır. Fakat iki necd ile hayır ve şer yollarının kasdedildiği ihtimâli daha güçlüdür. Âyette insanın hayır ve şer yollarını ayırdedecek, dilediği yolda gidecek yetenekte yaratıldığına işâret edilmektedir. Nitekim İnsân Sûresinin 3’ncü âyetinde: “Biz insana yolu gösterdik: ya şükredici veya nankör olur” buyurulduğu gibi Teğâbün Sûresinin 2’nci âyetinde de: Sizi yaratan O’dur. İçinizden kimi nankördür, kimi mü’min buyurulmuştur.

İnsanın şâkir veya kefûr, yahut mü’min veya kâfir olması, kendisine bahşedilen akıl ve seçme gücüyledir. Akıl ve irâde ile insan, hayır ve şer yolunu birbirinden ayırdeder. Ya iyi yola girip Allah’a şükreden mü’min, ya da kötü yola girip nankörlük eden inkârcı bir kul olur. Burada da aynı mânâ anlatılmaktadır. Ancak sözgelimi gereği oradaki şükür ve küfür yolu, burada iki tepe şeklinde ifade edilmiştir.

(devamı yarın..)