ÂYETLER ARASINDA ÇELİŞKİ YOK (1)
Cuma, 24 Haziran 2016 00:00

ÂYETLER ARASINDA ÇELİŞKİ YOK (1)*

İyi günler hocam. Yaklaşık bir senedir Kur’ân-ı Kerîm okuyorum. Ama kafamı karıştıran bir soru var. Bunu sizinle paylaşmak istiyorum. Mü’minun suresi 99 ve 100. âyetlerinde "Nihayet onlardan birine ölüm geldiği za­man: ‘Rabbim, der, beni geri döndürünüz! Ki terk ettiğim dünyada yararlı bir iş yapayım.’ Hayır, bu onun söylediği bir söz­dür. Arkalarında tâ diriltilecekleri güne kadar bir ber­zah vardır.." buyurul­maktadır. Bu iki âyetten şunu çıkartıyorum; öldükten sonra inançsız bir insanın Allah'ın varlığını kabul edebileceğini. Yasin suresi 51 ve 52. âyetlerinde "Sûr'a üflendi. İşte onlar kabirlerden Rablerine koşuyorlar. Dediler: ‘Vah bize, bizi yattığımız yerden kim kaldırdı? İşte Rahmân'ın va'dettiği şey budur. Demek peygamberler doğru söy­lemiş’!" buyurul­mak-tadır. Bu iki âyetten de şunu çıkartıyorum; inançsız insanlar öldüklerinde değil, kıyamet koptuğu zaman Allah'a inanıyorlar. Mü’-minun ve Yasin’deki bu âyetler çelişkili gibi geliyor. Bilgisiz olduğum için böyle bir düşünceye kapıldım sanırım. Açıklama yaparsanız çok sevinirim hocam. Saygılarımla. ..

Cevap: Mü’minun Suresi 99-100. âyetlerden çıkardığınız sonuç yanlıştır. Âyetler sizin çıkarımınızı kastetmiyor. Çünkü âyetlerin muhatapları Allah’ın varlığını inkâr eden kimseler değil, âhirete gereğince inanmadıkları için din kurallarını tanımayan, haksız, kötü işler yapan kimselerdir. İşte öyleleri, ölümden sonra Yüce Divan’a gelip de yaptıkları kötü işlerin gerçek yüzüyle karşılaşınca tekrar dünyaya dönüp eski yaptıklarının tersine, güzel işler yaparak azaptan kurtulmayı temenni ederler. Yasîn Suresi’nde de İlâhî mahkeme olayı canlandırılmaktadır.

İlâhî Mahkeme ölümle başlar. İşte kanıtı: “O, kulların üstünde tek hâkimdir. Size ko­ruyucu(melek)ler gönderir, niha­yet bi­rinize ölüm gelince elçilerimiz onun canını alırlar, onlar (bu hususta) hiç geri kalmazlar. Sonra o(ca)nlar, gerçek Tanrıları olan Allah’a döndü(rülüp götü)­rü­lürler. Doğrusu hüküm, yalnız O’nundur; O hesap görenlerin en çabuğudur. (En’âm: 55/61-62)

Âyetten açıkça anlaşıldığı üzere bedenden ayrılan ruhlar, Allah'ın huzuruna götürülürler. Huzuruna gelen ruhlar hakkındaki hükmü yalnız Allah bilir ve verir: "İyi bilin ki hüküm yalnız Allah'ındır ve O, hesap görenlerin en çabuğudur.''

Kur’ân âyetlerini, bağlamı ve Kur’ân’ın bütünlüğü içinde değerlendirmek gerekir. Bir âyeti bağlamından koparıp kendi başına değerlendirirseniz yanılabilirsiniz. Onun için kamuya mal olmuş birçok din literatüründe, akaid kitaplarında âhiret, İlâhî mahkeme hakkında anlatılanlar net değil, kafa karıştırıcıdır. Ama Kur’ân bütünlüğü içinde bunlar nettir, sadedir.

Sûr, öyle sanıldığı gibi kıyameti koparacak boru değil, İlâhî mahkemeye çağırma borusudur. Merkad uyuma yeri, kabir anlamına gelir. Beden, ruhun kabri durumundadır. Ölümle bedenden çıkan ruh, İlâhî mahkemeye koşar. Yani ölüm hali aslında ruhun İlâhî mahkemeye çağrılmasıdır. Bu ses, ruhu gaflet içinde geçirdiği beden yatağından kaldırır. Ve her ruh bu çağrıya uyarak Yüce Divan’a koşar. Gerek Mü’minun Suresi’nde, gerek Yasîn Suresi’nde, ölümden sonra başlayacak İlâhî mahkeme olayı canlandırılmaktadır. Her iki yerde de, dünyada âhirete inanmayıp kötü işler yapanların, ölümden sonra çıkacakları İlâhî mahkeme ile karşılaşınca peygamberlerin doğru söylediklerini, âhiret hayatının yalan değil, gerçek olduğunu anlayacakları belirtilmektedir. Çelişki bunun neresinde?


(devamı yarın..)

 

 

 

*yazı arşivden alınmıştır