Kılı kırk yarma çabaları *** Seferi iken Sünnet ve Vitirde Peygamberimizin uygulaması
Pazar, 09 Ekim 2011 00:00

Kılı kırk yarma çabaları

Hocam o zaman birisi hacca gittikten sonra küfre düşse ama son nefesini vermeden önce halis şekilde tevbe etse haccı makbuldür, haccı tekrar eda etmesi gerekmez, ya da ne bileyim verdiği sadakalar ve iyilikler makbuldür, o zaman. Ben bunu anladım hocam .... doğru mu anlamışım hocam? Ahmet Ay

Cevap: Benim bilemeyeceğim şeyleri soruyorsunuz. Ne dünyaya ne ahirete yarar sorular. Niçin bu ayrıntılarla uğraşıyorsunuz? Küfürle işiniz nedir? Her şey İnsanın düşüncesine bağlıdır. Hemen her insan kim bilir günde kaç kez küfre düşer ve küfürden tevbe ile imana çıkar. Bunlarla meşgul olma da kardeşim Allah'ı gönülde tutmaya çalış, işte asıl iman budur. Lütfen bana dinin herhangi bir meselesini sor. Namaz nasıl kılınır, talakın hükümleri nelerdir gibi? Allah'a ait işleri benden sorma. Onları Allah bilir.

 

Seferi iken Sünnet ve Vitirde Peygamberimizin uygulaması

Sevgili Süleyman Hocam, yazılarınızdan ve kitaplarınızdan çok faydalanıyor ve aydınlanıyoruz. Hizmetinizden dolayı Allah sizden razı olsun ve size sağlık ve sıhhat versin. Size ufak bir sorum olacak; eğer vaktiniz olursa cevaplamanızı talep etmekteyim vaktiniz; olmazsa daha önemli diğer kardeşlerimizin sorularını cevaplayınız.

Seferi iken namazlarının farzlarını 2 rek’at halinde kılıyorum. Sünnet ve vitir namazını ise bazen tam, bazen de 2 rek’at halinde kılıyorum. Peygamber Efendimizin uygulaması nasıldır? Peygamber Efendimizin uygulamasına dair kaynak yok ise İslam büyüklerimizin (tabi ki sizin de) uygulaması nasıldır? Ellerinizden hürmetle öperim. Bilgisayar Y. Mühendisi Mustafa Gülmüş

Cevap: Siz zannediyorsunuz ki Hz. Peygamber farzdan ayrı olarak sünnet adı altında bir namaz kılmıştır. Yok, böyle bir şey. Hz. Peygamber belli vakitlerde cemaate namaz kıldırırdı. Bu cemaat namazlarına sonradan farz dendi. Ayrıca kendileri, evinde veya bazen mescidinde kendi başına namaz kılardı. İşte kendi başına kıldığı bu namazlara da sonradan Sünnet (yani Peygamberin uygulaması, nafile ibadeti) dendi. Hz. Peygamber yolculuklarda nafileler kılmazdı. Zaten farz namazları da ikişer kılardı. Esasen önceleri farz namazlar ikişer rek’atlı idi. Medine döneminin ortalarında gün içi namazları, hazarda dörder kılınmıştır. İşte hazarda dörder kılınan bu namazlar, acele, zorunluluk dolayısıyla eskiden olduğu gibi ikişer kılınmıştır. Farz kısaltıldıktan sonra yolculuklarda ayrıca nafile kılmamıştır. Zaten nafile kılacak vakti olsa, farzı kısaltmaz, tam kılardı.

Vitre gelince o da Peygamber'in kıldığı nafile namazdır. Tek rek’at kılınır. Bir rek’at da kılınabilir, üç rek’at da. Hatta beş rek’at da. Ama yolculuklarda nafile kılmadığına göre Peygamberimiz yolculuklarda vitir diye bir namaz da kılmamıştır. Bu konuda el-İhtiyar diye bir fıkıh kitabı vardır. Ayrıca et-Tac diye bir Hadis mecmuası mevcuttur. İbn Hanbel'in Müsnedini konularına göre tasnif eden el-Fethu'r-Rabbânî diye kapsamlı bir kitap vardır. Bu eserlere başvurabilirsiniz eğer Arapçanız varsa.

 

 

   Copyright @ Süleyman AteÅŸ