“GÜNAHTAN KORUNAN SADECE İSA’DIR” HADİS Mİ?
Salı, 10 Mayıs 2016 00:00

“GÜNAHTAN KORUNAN SADECE İSA’DIR” HADİS Mİ?*

Sayın Hocam, önce Almanca olarak Hadisi size aktarayım, soruyu sonra sorayım:

Buhari und Muslim in beiden Samlungen ist derselbe folgende Hadith enthalten:

“Kein einziger Nachkomme Adams wird geboren, ohne dass ein Dämon ihn im Augenblick seiner Geburt berührt. Wen der Dämon berührt, stößt einen Schrei aus. Es hat keine Ausnahme gegeben außer bei Maria und ihrem Sohn.”

Sayın hocam, yukarıdaki hadisi Almanca olarak ve yazıldığı gibi (orijinal) olarak size yolluyorum. Bu hadiste kısaca “İsa (a.s) Peygambere günah dokunmadığı veya onun günahsız olduğu, ondan başka herkesin günah işleyebileceği…” anlatılıyor. Sizlerin, etrafınızda Almanca bilen birileri veya sizin Almancanız vardır, daha geniş bir şekilde hadisin ne anlama geldiğine vakıf olursunuz…

Bu konu; bir toplantıda geçti, Peygamberlerin “İsmet” sıfatından bahsettim, tüm peygamberlerin ortak özelliği, günahtan korunmuş olmalarıdır, dedim. Hıristiyan Papazlar itiraz ettiler; “hayır, günahtan korunan sadece İsa’dır, günahsız olan sadece İsa’dır, o farklıdır, dolayısıyla da, o Allah’ın oğludur, ilahtır... (falan filan… bildiğiniz şeyler…)” dediler.

Ben de, yok böyle bir hadis varsa bile manası sizin anladığınız gibi değildir... diye itiraz ettim.

Ama doğrusu ben de böyle bir hadisin olup olmadığını, varsa şayet, manasının ne olduğunu merak ettim, araştırdım ama hadisi bulamadım. Sorum şu:

1-Bu hadis midir?

2-Hadis ise kaynağı nadir, nerededir?

3-Yorumu nasıldır?

Hadis değilse, Adam bunu nereden yazdı, Buhari – Müslim’den alındığını iddia ediyor.. Cevabınızı bekler sevgi ve saygılarımı arz ederim...

Cevap: ..Bahsettiğiniz hadis çeşitli kaynaklarda mevcuttur. Rivayetleri google’dan çıkardık. Size gönderiyorum. Siz bunların kaynaklarını Concordans’tan çıkarabilirsiniz. Basit şey. Rivayetler şöyle:

أما المسيح الممجد فالقرآن يرفعه إلى أسمى عليين، ويخلع عليه مقاماً خاصاً ومركزاً ممتازاً، إذ يثبت له عصمته من الآثام وحده دون البشر أجمعين، ويقرّ له بتنزيهه عن الشرور، فلا يسجل له خطية ولا يذكر له وزراً كباقي الرسل والأنبياء. ومن الجهة الأخرى يورد عنه عصمته وكماله، فقد ذكر على لسانه: وَجَعَلَنِي مُبَارَكاً أَيْنَ مَا كُنْتُ وَأَوْصَانِي بِالصَّلاَةِ وَالزَّكَاةِ مَا دُمْتُ حَيّاً وَبَرّاً بِوَالِدَتِي وَلَمْ يَجْعَلْنِي جَبَّاراً شَقِيّاً (سورة مريم:31-32) وَإِنِّي سَمَّيْتُهَا مَرْيَمَ وَإِنِّي أُعِيذُهَا بِكَ وَذُرِّيَّتَهَا مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ (سورة آل عمران: 36 )

وقال الرازي في تفسيره لكلمة المسيح: في ذلك مذاهب نأتي بملخص بعضها. منها أنه مُسح من الأوزار والآثام ... ومنها أنه مسحه جبريل بجناحه وقت ولادته ليكون ذلك صوناً له عن مس الشيطان. كما قال عند تفسيره آية: وجيهاً في الدنيا والآخرة ومن المقربين إنه وجيه في الدنيا بسبب أنه مبرَّأ من العيوب، وفي الآخرة بسبب كثرة ثوابه وعلو درجته عند الله )الرازي مجلد 3 وجه (676 وهذه كلها تنطق ببراءة المسيح من الذنوب وعصمته عن الآثام والشرور، وتثبت له في الإسلام مركزاً ممتازاً من جهة كماله الأخلاقي، وتفرد له مقاماً خاصاً من دون البشر جميعاً.

يُضاف إلى هذا، ويؤيده بكيفية قاطعة تلك الأحاديث التي تشهد بعصمته دون جميع الأنبياء والمرسلين، فقد ورد عن أبي هريرة: سمعت رسول الله يقول ما من مولود من بني آدم إلا نخسه الشيطان حين يولد فيستهل صارخاً من نخسه إياه إلا مريم وابنها. وروى البخاري هذا المعنى فقال: كل ابن آدم يطعنه الشيطان في جنبه بأصبعه حين يولد غير عيسى ابن مريم، ذهب ليطعن فطعن في الحجاب .

Hadis Ebu Hüreyre yoluyla rivayet edilmiştir. Ebu Hüreyre’nin, büyük ölçüde Kitap ehlinin tesirinde bulunduğu, onlardan çok düşünceyi bazen karıştırarak hadis şeklinde aktardığı da bilinmektedir.

Ama Kur’ân’da anlatılan yaratılış özelliği dolayısıyla Hz. İsâ’nın gerçekten günahtan masum olması da normaldir. Çünkü Melek Cebral’in üflemesiyle yaratılmıştır. Cibrîl’in soluğuyla oluşan insanın günaha eğilimli olması mümkün değildir. Zira melekler isteseler de günah işleyemezler.

Fakat genel anlamda peygamberlerin günahtan masum olduklarını söylemek, Kur’ân’a uymaz. Âdem yasak meyveden ye-medi mi, Musa adam öldürmedi mi, Yusuf’un kardeşleri kendisini kuyuya atıp sonra da akşamleyin onu kurt yedi diyerek yalan söylemediler mi, Davud’un, Lut’un hatâlarına Kur’ân’da işaret edilir, Tevrat’ta ise bunlar ayrıntı ile anlatılır.

Ama bundan bütün peygamberlerin günah işlemiş olmaları gerek­mez. Fakat peygamberler, günahtan masumdur diye bir kural yoktur. Onların masumluğu vahiy ile sınırlıdır. Yani onlar gelen vahiyde deği­şiklik yapmaz, onu olduğu gibi ümmetlerine tebliğ ederler. Peygamberler hakkındaki ismet sıfatının anlamı budur. Ama bu, peygamberlerin günah işlemez oldukları şeklinde yorumlanmıştır ki bu yorum Kur’ân’a uymaz. Seni sapık bulup yola iletti” (Duhâ: 7),Senin önceki ve sonraki günahını ba­ğışlayacaktır” (Fetih: 2) gibi âyetler, Hz. Peygamber’in de zelle denilen bazı ayak sürçmelerine işaret etmiyor mu?

Yalnız Peygamberler bile bile günahta ısrar etmezler. Onların vasfı, kâmil mü’minlerin vasfıdır. O da: 133 Rabbinizden bir bağışlanmaya ve genişliği göklerle yer arası kadar olan, koru­nanlar için hazırlanmış cennete koşun! 134 O(ko­runa)nlar bollukta ve darlıkta Allah için harcarlar, öfke(lerin)i yutku­nurlar, insan­ları affederler. Allah da güzel davra­nan­ları sever. 135 Ve onlar bir kötülük yaptıkları, ya da nefislerine zulmet­tik­leri zaman, Allah’ı hatırlayarak hemen günahlarının bağışlanmasını diler­ler; günahları da Allah’tan başka kim bağışlayabilir? Ve onlar, hatâ­larında bile bile, ısrar etmez­ler.” (Âli İmran: 133-135) âyetlerinde açıkça belirtilmiştir. Bilgilerimizin rivayetlere değil, Kur’ân’a dayalı olması gerektiğine inanıyorum. Selâmlar, sevgiler.

*yazı arşivden alınmıştır