ULM’DEN BİR MEKTUP VAR (1)
Cuma, 06 Mayıs 2016 00:00

ULM’DEN BİR MEKTUP VAR (1)

Çok değerli Sayın Süleyman Ateş Hocam,

Ben ..., Rabbime hamd ediyorum size yine yazmama imkân verdiği için. Değerli Hocam Allah´ın en güzel Selam´ı sizin üstünüze olsun, Nasılsınız iyi misiniz, inşallah afiyettesiniz, her daim dualarımda Rabb´imden size her iki Cihan´da sağlık Mutluluk Huzur vermesini Temenni ediyorum bütün Kalbimle, hürmetle ellerinizden öpüyorum.

Değerli hocam Allah daha iyi bilir ki sizi Allah rızası için insan olarak, hocam olarak çok seviyorum ve sayıyorum, heleki sizinle tanışma şerefine kavuştuğum günden beri sizin ne kadar yüce ve her güzel iltifata layık bir insan olduğunuzu yakinen görmüş oldum, bunun için de ayrıca Allah´ıma şükürler olsun duamı kabul ettiği için. Hacam sizinle tanıştığım günden beri sizi sık sık Rüya´larımda görüyorum bunun için de ayretten mutluyum, zaten döner dönmez hemen kitap´larınızı okumaya başladığım için günlük yaşantımda her an sizi yadediyorum, aslında size telefon edip sesinizi duymak en büyük arzum fakat sizin o çok değerli vaktinizden çalmak istemem çünkü siz bütün insan´lığa değerli ilminizle yararlı olan biri olduğunuz için buna hakkım yok.

Hocam sizin Kuran´ı Kerim Türkçe Mealini elime alıp okumaya başladığım andan itibaren kendimi o kadar Huzur ve Huşu içinde hissediyorum ki size anlatamam. Elimde olsa saatlerce okumak isterim, Rabb´im sizden sonsuz razı olsun sizi Cennet´inin en yüksek mertebesine alsın, Peygamber Efendi´mize komşu eylesin bizlere bu derece güzel duygular yaşattığınız için.

Hocam ben fırsat buldukça çıkar tek başıma Orman´larda koşu yaparım yıllardır, ve bazen bir veya iki saat sürer. Bu süre içindede hocam gördügüm onca, eşsiz yaratılmış tabiat, onca göklerde süzülen canlılar, onca yerlerdeki börtü böcek, onca coşkun akan sular hiç durmaksızın ve her şeyden en önemlisi ben size söylemiştim hocam ben meslek olarak Yaşlılar evinde Halkla ilişkiler bölümünde çalışıyorum demiştim fakat yalnız yaşlılar yok; gençler de var konuşamayan işitemeyen ve yürüyemeyenler de var; Rabbim bana ayak, bacak, ve vücüduma can ve kuvvet, sağlık bahşetmiş ve ben bir iki saat hiç durmadan koşabiliyorum, görebiliyorum, duyabiliyorum bu nimetler karşısında o an Allah´ıma şükretmemek onu zikretmemek nankörlük olur diye düşünüyorum o yüzden hocam kalbim o kadar kabarıyor ki kendimi o yüce Yaratıcıya Allahıma o kadar yakın hissediyorum ki o an gözlerim doluyor; ağlamaklı oluyorum, bütün verdiği nimetler karşısında. Kendime o an soruyorum acaba ben Allah´ıma yeterince layık bir kul muyum diye, bu hissimi kelimelere dökmem mümkün değil. Koşu zamanı zarfında yani spor yaparken Allah´ımı zikretmek tesbih etmek kendisiyle deyim yerindeyse konuşmak bazen bu yaptığım doğru mu acaba diyorum, sizin değerli görüşünüze ihtiyacım var, hocam Allah´ı her an her zaman zikredebilir miyiz?

Şu iki günlük dünyada Rabb´ime gücüm ve imkânım zarfı içinde laikiyle ibadet etmeye çalışıyorum, istiyorum, hocam onun için sizin değerli görüşünüz benim için çok önemli sormak istedigim ikinci sorum şöyle: Cuma Namazını mutlaka kılmak istiyorum ama nasıl kılabilirim? Birincisi işte olduğum zaman mümkün değil, ikincisi Camiye gitme imkânım yok onun için hocam sizin bana göstereceğiniz yolda yürümek istiyorum, en laikiyle nasıl ibadet edebilirim değerli görüşünüzü bekliyecem heyecanla.

 (devamı yarın..)