CENNET SADECE MÜSLÜMANLARA MI MAHSUSTUR? (2)
Pazar, 24 Nisan 2016 00:00

CENNET SADECE MÜSLÜMANLARA MI MAHSUSTUR? (2)

 (...dünden devam)

Her peygamber, insanlığa bu sonsuz İlâhî rahmeti sunmaya çalışmış ve Allah'a şirksiz, âhirete şeksiz inanan ve sâlih amel yapan her İlâhî din mensubunu cennetle müjdelemiştir. Ama insanların bencilliği, İlâhî mesajın geniş ufkunu daraltmış, her din mensubu, sadece kendilerinin cennete girebileceğini iddiâ etmiştir. Yahûdîler, cenneti yalnız kendilerine tahsis ederken, Hıristiyanlar da kendilerinden başkasına cennet vizesi vermemişlerdir:

“Yahûdî yahut Hıristiyan olandan başkası cennete girmeyecek,” dediler. Bu, onların kuruntusudur. De ki: “Doğru iseniz, delîlinizi getirin.” (Bakara: 92/111)

Cennetin belli bir zümreye mahsus olduğu iddiâsını böylece reddeden Kur'ân, onun iddiâ ile değil, gerçek îmân ve eylem ile olacağını; yahûdîliği ve Hıristiyanlığı getiren Peygamberlerin atası İbrâhîm'in gerçek tevhîdi getirmiş olduğunu; onun yolunda giden her insanın cennete gireceğini açıklıyor: “Hayır, kim işini güzel yaparak özünü Allah’a teslîm ederse, onun mükâfâtı, Rabbinin yanındadır. Onlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir.” (Bakara: 92/112)

Nisâ Sûresinde bu genel prensip, daha açık ve net olarak ortaya konmuştur:

“(İş) Ne sizin kuruntularınızla, ne Kitap ehlinin kuruntularıyla olmaz. Kötülük yapan, onunla cezâlandırılır ve kendisine Allah’tan başka ne dost, ne de yardımcı bulamaz (Allâh’ın vereceği cezâyı hiç kimse ondan savamaz). Erkek veya kadından her kim inanarak güzel işler yaparsa, işte öyle kimseler cennete girerler ve zerre kadar haksızlığa uğratılmazlar.” (Nisa: 98/123-125)

“Allah kendisine inanıp salih amel yapan kimseleri, altından ırmaklar akan ebedîlik cennetlerine sokar, onlara güzel rızık verir.” (Talâk: 100/11)

“Toplantı günü için sizi toplayacağı gün, işte o, aldanma günüdür (dünyâda büyük, üstün, cennetlik olduklarını sanan birçok kimse, orada öyle olmadığını; gerçeği görünce aldanmış olduğunu anlar). Kim Allah'a inanır ve yararlı iş yaparsa Allah onun kötülüklerini örter ve onu, altından ırmaklar akan cennetlere sokar, orada ebedî kalırlar. İşte büyük başarı budur.” (Teğâbün: 107/9)

İşte hemen her sûrede vurgulanan genel prensip! Allah'a inanıp sâlih amel yapanlar, dünyâ ve âhiret mutluluğuna ereceklerdir. Hiç kimse bu İlâhî yasayı değiştiremez:

“Erkek veya kadından her kim inanarak güzel işler yaparsa onlar da cennete girerler ve zerre kadar haksızlığa uğratılmazlar.” (Nisâ: 98/124)

İşte bu genel prensibi her yerde vurgulayan Kur'ân, Arabistan'da bilinen din mensupları içinde bu prensibe bağlı kalan insanları cennetle müjdelemiştir:

“Şüphesiz inananlar; Yahûdîler, Hıristiyanlar ve sâbiîler(den) Allah’a ve âhiret gününe inanan ve iyi iş(ler) yapanlara, Rableri katında mükâfât vardır; onlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir.” (Bakara: 92/62, Mâide: 110/69)

 

(devamı yarın..)