SAHUR VAKTİ (1)
Pazartesi, 21 Mart 2016 00:00

SAHUR VAKTİ (1)

Çok sevgili saygıdeğer Hocam

Sizden Allah razı olsun bizi aydınlattığınız için. Size benim için çok önemli olan bir sorum olacak. Sabah namazından önce teheccüd namazı kılıyorum peşinden vakit girince sabah Namazını kılıyorum ve güneşin doğuşuna bir saat 15 dakika kalıyor, Ramazanda tam olarak en geç ne zamana kadar yiyip içebiliriz mesela güneşin doğmasına yarım saat kalaya kadar sahur yapılabilir mi? Bu soruma vereceğiniz cevapla milyonlarca benim gibi dini bilgileri kıt olan insanların sizin sayenizde yolu bir nebzede olsa aydınlanmış olur.

Şimdiden Allah sizden gani gani razı olsun diyor ve ellerinizden hürmetle öpüyorum.

Hocam Ramazanda her hangi bir televizyon kanalına çıkıyor musunuz sizi görmek ve dinlemek biz okurlarınız için bir onur olur.

Saygı ve Sevgilerimle.

Almanya'dan...

Cevap: Kur'an-ı Kerim'de siyah ipliğin beyaz iplikten ayırt edileceği zaman kadar yenilip içileceği belirtilir. Bu konuda çeşitli yorumlar varsa da işin özü şudur. Açık alanda renkler birbirinden ayırdedileceği, kişinin attığı okun düştüğü yeri görebileceği zamana kadar yenilebileceği belirtilir. Bu da köyde kentte evlerin, sokakların açıkça görüleceği zamandır. Kısaca güneşin doğmasına 45 dakika kalıncaya kadar sahur yenilebilir. Asıl oruç zamanı, güneşin doğmasıyla batması arasındaki zaman yani gündüz vaktidir. Bazı fıkıh bilginlerine göre güneşin doğmak üzere olduğu zamana kadar yenilebilir. Ama tabii bu şaz bir görüştür. Bu konuda biraz ayrıntıya girmek gerekirse deriz ki:

Bakara: 187. âyette geçen Hayt (ip), Arapça’da mecâzen renk anlamında da kullanılır. Fecr ise yarmak, fışkırmak anlamındadır. Güneşin ışığı belirtilerinin görünmeğe başladığı tan yeri ağarmasına fecr denmiştir. Gerek âyette siyâh ve beyaz ip, gerçek ip; gerek mecâzî olarak karanlık ve aydınlık kastedilmiş olsun, bunların birbirinden ayırdedileceği zaman, ortalığın iyice ağarıp varlıkların birbirinden seçileceği zamandır. Öyle fıkıh kitaplarında yazıldığı gibi hemen tan yerinin ağarmağa başladığı ilk zaman değildir. Hz. Peygamber (s.a.v.): ''Ne Bilâl'in ezânı sizi aldatıp sahur yemeğinizden alıkoysun, ne de ufkun bu şekilde (dikeyine) yayılan beyazlığı sizi aldatıp sahur yemeğinizden alıkoysun. Işık bu şekilde (yatayına) yayılıncaya dek yiyiniz." buyurmuştur (Buhârî, Ezân 13, Savm 17, Talâk 24, Âhâd 1; Müslim, Sıyâm 39, 41-43). İbn Mes'ûd'un hadîsinde ise Peygamber (s.a.v.): "Parmaklarını birleştirip aşağı doğru tutarak: 'Fecr böyledir' diyeninki gibi değildir. Sonra bir işaret parmağını diğer işaret parmağının üzerine koyup kollarını uzatarak 'Böyledir' diyeninki gibidir, demiştir.” (]Müslim, Sıyâm, Sıfatu'l-fecr; Nevevî şerhi, 7/204.)

(devamı yarın..)