FİRÂSETLE ZAN ARASINDAKİ FARK (3)
Çarşamba, 03 Şubat 2016 00:00

FİRÂSETLE ZAN ARASINDAKİ FARK (3)

(...dünden devam)

Ebu Zekeriya Nahşebî henüz tevbe etmeden, bir kadınla ilişki kurmuştu. Bir gün Ebu Osmân Hîrî'nin yanında iken o kadını düşündü. Ebu Osman başını kaldırıp:

‒ Utanmıyor musun? dedi.

Şâh ibn Şucâ' Kirmânî de firasetinde yanılmaz bir zât idi. "Kim gözünü haramlardan sakınır, nefsini şehvetlerden meneder, içini sürekli murakabe ile, dışını sünnete uymakla onarır, helâl yemeyi alışkanlık edinirse firaseti yanılmaz", derdi.

Abdullah ibn Mes‘ûd (r. a.) şöyle demiştir: “İnsanların en firasetlisi üç kişidir: Yusuf için karısına: Ona iyi bak, belki bize yararı dokunur, ya da onu evlâd ediniriz!”( Kuşeyrî Risale: 107) diyen Mısırlı aziz (bakan); babasına, Musâ için: Babacağım, dedi, bunu (çoban) tut işte, çünkü ücretle tuttuklarının en hayırlısı, güçlü, güvenilirdir.(Kuşeyrî, Risalet: 105-110; Medâricu’s-sâlikîn: 2/482-486) di­yen Şuayb’ın kızı; Mûsâ’yı korumak için: "Bana da, sana da göz bebeği (olacak, çok sevimli bir çocuk). Onu öldürmeyin, belki bize yararı dokunur, ya da onu evlâd ediniriz.” (Bakara: 2/239) diyen Firavun’un karısı (Şûrâ: 42/25).

Kuşeyri diyor ki: “Hocam Ebu Alî ed-Dakkak, kendisi ile ilk tanıştığım sıralarda Mutarriz Mescidi’nde bana bir ders kürsüsü tahsis etti. Nesa’ya gitmek için kendisinden bir süre izin istedim. Bana izin verdi. Kendisiyle yürürken içimden ‘Keşke benim olmadığım sırada yerime bir kişi derslerimi verse!’ diye geçti. Hemen üstaz Ebû Alî bana döndü: ‘Senin yerine ben derslerini yapayım mı?’ dedi. Sonra içimden: ‘Üstâd hastadır, haftada iki gün yerine keşke bir gün gelse!’ diye bir düşünce geçti. Hemen üstad bana döndü: ‘Eğer haftada iki gün elemezsem, bir gün gelirim’ dedi. Biraz daha yürüdük. Hatırıma üçüncü bir düşünce geldi. Üstâd yine bana döndü ve içimden geçen düşünceyi aynen söyledi.

Ebu Abdillah et-Turugandî, Tus’a giderken Harv denen yere vardıklarında müridine ekmek almasını söyledi. Mürid ikisine yetecek kadar ekmek aldı. Ebu Abdillah daha çok ekmek almasını emretti. İkinci emirden pek hoşlanmayan mürid, kasten on kişiye yetecek kadar ekmek aldı. Yolda bir dağa çıktıklarında hırsızların soyup bağladıkları bir cemaate rastladılar. O topluluk bunlardan ekmek istedi. Şeyh: “Sofrayı onlara takdim et!” dedi.

(devamı yarın..)