ŞEYTAN NEDEN SECDE ETMEDİ?
Cumartesi, 26 Aralık 2015 00:00

ŞEYTAN NEDEN SECDE ETMEDİ?*

O kadar bilgisine karşın nasıl oldu da üstünlüğün ateşte değil, Allah’ın iradesinde olduğunu, Allah’ın dilediğine üstünlük vereceğini anlayamadı?

Cevap: Tutalım ki ben size, bunun sebebini açıkladım ve siz de bunu öğrendiniz, bu size ne katkı sağlayacak? Ezeldeki yaratılış sahnesini laboratuara koymak mümkün değil ki. Yaratılış aşamaları, ancak bizim anlama kapasitemize göre temsil yoluyla anlatılmıştır. Bunları mota mot biçimde anlamak yanlış olur. Bunlar birer temsildir, anlayış düzeyimize indirilmiş birer temsil. Yoksa Ömer Hayyam’ın dediği gibi:

“Ezelin sırlarını ne sen bilirsin, ne ben;

Bu muamma harfini ne sen okuyabilirsin ne ben.

Perdenin bu yüzünde senin benim dedikodularımız var,

Perde kalkarsa ne sen kalırsın, ne ben!”

Evvelâ Allah ile şeytan arasındaki diyalogu, tıpkı insanlar arasında geçen bir diyalog gibi düşünmek yanlıştır. Allah ile şeytanın veya meleklerin bizim gibi karşılıklı konuşması söz konusu olamaz. Bu âyetlerde Allah’ın iradesi, şeytan’ın Allah’tan gelen düşünceye, kendi içinde karşıt bir düşünce oluşturması durumu, insanın kavrama düzeyine indirilmiş ve bir konuşma şeklinde takdim edilmiştir. Burada şeytanın cevabı, içinde uyanan düşüncenin konuşma tarzında yansıtılmasıdır.

Yoksa hâşa ne şeytan, ne de herhangi bir yaratık Allah düzeyine çıkamaz ve O’nunla bire bir konuşmaya cesaret edemez. Allah’tan şeytana bir düşüncenin geçmesi, kim bilir ne kadar perdeden, dereceden inerek gelir. Allah kim, şeytan kim?

Ayrıca şeytan da gereklidir. Allah bu dünyada insanı yara-tınca insanın içine dünya tutkusunun konulması gerekir. İşte bu görevi şeytan yapar. Ama bu dengelenmezse insan önüne geçilmez, son derece bencil ve yıkıcı bir canavar oluverir. İşte şeytanın dünyaya, dünya tutkularına yönlendirmesi, karşıt bir güçle, melekten gelen ilhamlar, güzel düşüncelerle dengelenmektedir. Öyle ise şu hayat için şeytan da, melek de gereklidir. İnsan saf olarak doğar, ama yavaş yavaş şeytandan gelen nefis tutkularıyla şehvetlere yönelme arzuları içine çekilirken; bu olumsuz düşüncelerin yıkıcılığını önleyecek meleksel düşünceler de insanın düşünce yapısını dengelemektedir.

Allah şeytandan insana kötü düşünceler geldiğini belirtirken ona karşı insanları uyarmakta ve O’nun, ta yaratılışından beri in-sana düşman olduğunu bildirmektedir. İnsan düşmanından sakın-maz mı? Sakınır. Düşmanlığın sebebi ne? Şeytandaki bencillik. İnsanda da bencillik var mı? Var. İşte insana denilmek isteniyor ki bak, bu bencillik şeytanda vardı, şeytan seni kıskandığı için buyruğuma karşı geldi, seni çekemediği için bana isyan etti. Öyle ise sen de senin düşmanın olan şeytan gibi bencil olma, kaprislerine uyma. Çünkü kaprislerine uyarsan düşmanın olan şeytanın izinde gitmiş olursun. Oysa “Şeytan sizin düşmanınızdır, ondan sakınınız!”

 

 

*yazı arşivden alınmıştır