İMANDAN SONRA İNKÂR DURUMU
Pazar, 29 Kasım 2015 00:00

İMANDAN SONRA İNKÂR DURUMU

Merhaba hocam eğer bir insan Müslüman ise ve Müslümanken İslam'dan dönerse ve sonra pişman olup tövbe ederse Müslüman olabiliyormuş tekrar. Ama sonra tekrar İslam'dan dönerse bir daha tövbe etse bile kabul olmaz mı? Al-i İmran suresinin 90. ayetinde öyle diyormuş hocam ben de böyle bir durumdayım. 2 defa dinden döndüm hocam tövbe kapısı kapalı mı yani 2. defa dinden dönmemin sununda tekrar inanarak tövbe edip Müslüman olsam Allah beni bağışlamaz mı? Yoksa o ayet ölmeden küfre düşenler için mi? Bu e-mail adresime geri cevap olarak cevabınızı yollarsanız sevinirim. İyi günler!

Cevap: Âl-i İmran Suresinin 90-91'nci âyetleri şöyle buyurur: " 90- Onlar ki, inandıktan sonra inkâr ettiler, sonra inkârları arttı; onların tevbeleri kabul edilmeyecektir. Onlar sapıkların tâ kendileridir. 91- İnkâr edip kâfir olarak ölenler, dünyâ dolusu altın fidye vermiş olsa dahi hiçbirinden kabul edilmeyecektir. Onlar için acı bir azâb vardır ve onların hiçbir yardımcıları yoktur!"

Âyetler, inandıktan sonra inkâr edip küfürleri artan ve kâfir olarak ölenlerin, artık inanmanın fayda vermeyeceğini son anda yani ölüm halinde tevbe etmelerinin kabul edilmeyeceğini bildirmektedir. Bu tür imana ye's yani umutsuzluk anındaki iman denilir. O zaman inansa da fayda yok, çünkü o son demde korku belasıyla inanmış olur, inanmak sadece söz değil, inançla birlikte eylemdir. Ölürken artık İslâm'ın hangi emrini yerine getirecektir? Yapacağı bir şey yoktur. O kimse ömrünü küfürle kapattığı için ruhu kirlidir. Kirli ruh cennete giremez. Ruhun cennete girmesi için günah kirlerinden arınmış olması gerekir.

Ama sağlığında imandan sonra küfre sapan, günah işleyip sonra tevbe eden, yine inkâra düşen, ardından tevbe eden kimse gerçekten gönülden tevbe etmişse imanı makbuldür. Günahları affolur. İslâm'da ümitsizlik yoktur. Kur'ân şöyle buyurur: "De ki: Ey nefislerine karşı aşırı giden kullarım, Allâh'ın rahmetinden umut kesmeyin. Allah bütün günâhları bağışlar. Çünkü O, çok bağışlayan, çok esirgeyendir." (Zümer: 53)

Yeter ki kul gönülden Allah'a yönelsin, samimi olarak Müslüman olsun ve Müslümanlığın gereğini yapsın. Allah kulunu bağışlar. O'nun rahmetinden umut kesilmez. O, hâşâ kuluna azap etmekten hoşlanmaz. Yunus'un dediği gibi

"Haşa senden ey Rabbu'l-enam

Sen tamaşa kılasun ben hoş yanam!"

Hz. Mevlânâ da "Bizim dergâhımız ümitsizlik dergâhı değildir. Yüz kez tevbeni bozsan da gel." buyurmuştur.

Sen kardeşim hemen tevbe et, İslâm'a gönülden inan, seni yoldan şaşırtmaya çalışan elbiseli şeytanların sözüne kanma. Boş yere ateşte yanma. Selâmet yurduna gel. İşte İslâm, esenlik ve selâmet yurdudur.