İLÂHÎ DİNLERİN RUHBİRLİĞİ (4)
Cumartesi, 07 Kasım 2015 00:00

İLÂHÎ DİNLERİN RUHBİRLİĞİ (4)

(...dünden devam)

Ayrıntılar değişik olsa da bütün peygamberlerin da'vet kıssalarında ortak noktalar bunlardır. Peygamber kıssalarının ortak noktalarının anlatılmasındaki hikmet, onların getirdikleri dinlerin birliğini, peygamberlerin, birbirinin misyonunu sürdürdüğünü ve tamamladığını vurgulamaktır.

Üç İlâhî Kitap dikkatle okunursa, bunların özünün bir olduğu, hepsinin de insanları Allah'a kulluğa, güzel işler yapmağa, hümanizme çağırdığı anlaşılır. Ya bu düşmanlıklar, sürtüşmeler, kavgalar? Bunların kaynağı İlâhî kitaplar değil, onları istedikleri gibi yorumlayan din adamlarının yorumlarıdır. Halkı bu yorumlarla şartlandırmakla din adamları veya din âlimleri (!), İlâhî irâdenin tersine, insanlar arasına düşmanlık tohumlarını ekmişlerdir. Tarihte haçlı seferleri bunun örneği olduğu gibi Bosna Hersek, Ermenistan saldırıları da bunun ürünüdür. Hattâ bu yanlış yorumlar o kadar kışkırtıcı olmaktadır ki kardeş milleti mezheplere bölmekte, kardeşi kardeşe dahi kırdırmaktadır. İşte İrlanda'da yıllardan beri süren Katolik ve Protestan kavgaları, ve çok yakın zamanda meydana gelen Sivas olayları.

Peygamberlerin mesajları dil bakımından ayrı ise de anlam ve ruh bakımından birdir. Çünkü hepsinde vurgulanan temel prensip, Allah'a ve âhirete iman ile, sadece Allah'a ibadet etmek ve salih ameller yapmaktır. Her peygamber ümmetine bunları anlatmağa çalışmıştır. Bundan dolayı herhangi bir peygambere tabi olan, -ötekilerini de inkâr etmemek şartıyla- diğerlerine de tabi olmuş sayılır: "Biz, O'nun elçileri arasında bir ayırım yapmayız (hepsine inanırız)." (Bakara: 92/285), "Onlar ki Allah'a ve elçilerine inandılar, onlar arasında bir ayırım yapmadılar; işte onların da Allah, pek yakında mükâfâtlarını verecektir. Şüphesiz Allah, çok bağışlayan, çok esirgeyendir." (Nisâ': 98/152) "Şüphesiz iman edenler, yahûdîler, hırıstiyanlar ve sâbiîler, bunlardan her kim Allah'a ve âhiret gününe inanır, iyi iş yaparsa elbette onlara Rableri katında mükâfât vardır; onlara korku yoktur ve onlar üzülme­yeceklerdir." (Bakara: 92/62, Mâide: 110/69)

Kitap ehlinin, Hz. Muhammed'e gelen âyetlerin vahiy olduğuna inandıkları, birçok âyette belirtilmiştir: "Kendilerine bilgi verilenler, Rabb'inden sana indirilenin, gerçek olduğunu, mutlak galib ve hamde lâyık olan (Allâh) ın yoluna ilettiğini görürler.” (Sebe’: 58/6), “Kendilerine Kitâb verdiğimiz kimseler, sana indirilene sevinirler.” (Ra‘d: 87/36) âyetleri bunlardandır.