BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN (1)
Perşembe, 24 Eylül 2015 00:00

BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN (1)

Bugün bayram. Mutlu olmamız gereken en önemli günlerden biri. Bayramlar sevinç günleri, kardeşlik ruhunun canlandığı günlerdir. Kurban bayramında Mina'da Hz. Âişe'nin çadırında kızlar şarkın söylerken Âişe'nin babası Ebubekir çadıra girer. Kızların şarkı söylediğini görünce "Peygamber'in evine şeytanlar mı dolmuş?" der. Üstünü örtüp uzanmış vaziyette olan Peygamber, örtüsünü kaldırır: "Her milletin bir bayramı vardır. Bu da bizim bayramımızdır." diyerek kızların şarkı söyleyip sevinçlerini göstermekte haklı olduklarını, meşru biçimde eğlenmenin bir sakıncası bulunmadığını belirtmiştir.

Bayram günü barış, esenlik günüdür. Bugün Müslümanlar namazın ardından tokalaşır, birbirlerine sarılır, mutluluk dilerler. Büyüklerin eli öpülür, duâları alınır. Küçükler sevindirilir. Dargınlar barışırlar. Bayramlar dargınların barışması için en güzel vesiledir. İslâm'da üç günden fazla küs tutmak caiz değildir. İlk barışanın sevabı daha çoktur.

Hz. Peygamber, Müslüman'ı, insanların elinden ve dilinden zarar görmediği insan, yani tam anlamıyla barışsever, olgun insan şeklinde tanımlamıştır. İnsanlar birbirlerinin organları gibidirler. Bir organın rahatsızlığı, diğer organlara da acı verir. Bir mü'min, kardeşinin sevinç ve üzüntüsünü paylaşmalıdır. İnsanları sevmek, yaratıklara iyilik etmek mü'minin gayesidir. Halkı sevmek, Yaratanı sevmek; yaratılanları memnun etmek, Yaratan'ı memnun etmek demektir. Yunus Emre bu gerçeği: "Yaratılanı sevdim, Yaratandan ötürü!" şeklinde dile getirmiştir. Hz. Peygamber, komşusunun, şerrinden (kötülüğünden) emin olmadığı kimsenin, gerçek mü'min olmadığını vurgulamış, mü'minlere güzel konuşmayı, tatlı dilli ol­mayı ve tanıdık olsun olmasın herkese selâm vermeyi öğütlemiştir. Şu âyet de en güzel ahlâk prensiplerinden biridir: "Güzel bir söz (söylemek) ve affetmek, peşinden eziyet gelen sadakadan iyidir." (Bakara: 263)

Adı üstünde bu bayram îd-i adha yani kurban bayramıdır. Bu münasebetle Kurban'ın hükümlerini açıklamakta yarar vardır:

Asıl terim adı olan udhiye veya dahiyye olan kurban, bilginlerin çoğuna göre sünnet, kimine göre de vâcib kabul edilmiştir. İbn Hazm'a göre hiçbir sahâbîden, kurbanın vâcib olduğu hakkında sağlam bir rivâyet yoktur. Yalnız İmamı A'zam'a göre yolcu olmayan zengine kurban kesmek kifayeten kuvvetli sünnettir. Kurban kesen sevâp alır, kesmeyen cezaya uğramaz. Hanefî imamlardan Ebu Yusuf da çoğunluk görüşünü benimseyerek kurbanın sün­net olduğunu söylemiştir.

Kurbanın gerekmesi için ergenlik çağına ermiş, özgür olmak, yolcu olmamak ve dinen zengin sayılacak derecede servet sahibi olmak lâzımdır ki bu ölçüdeki servete nisâp denilir.

Nisâp ölçüsü, zorunlu ihtiyaçlarından fazla olarak 20 miskal (81 gram) altın, 200 dirhem (560 gram) gümüş veya buna denk para sahibi olmaktır. Bayram sabahı bu miktardaki altın veya gümüşün karşılığı para ve mala sâhip bulunan kimseye kurban kesmek gerekir. Oturduğu evden başka evi bulunan kimseye de kurban düşer. Bugünkü rayiçle, kendisinin, ailesinin yiyecek, içecek, binit ve benzeri tüm ihtiyaçlarından fazla olarak yaklaşık sekiz-on bin TL. birikimi olan kimsenin, kurban kesmesi kuvvetli görüşe göre sünnettir.

Kurban farz değil, sünnettir. Kesmeyen günahkâr olmaz, cezaya uğramaz. Aslında kurban kesmek hacla ilgilidir. Hacda hac ile umreyi birlikte yapmış olanın kurban kesmesi gerekir. Ama evinde olan da Hz. İbrahim'in sünnetine uyarak kurban kesmekle sünneti yerine getirmiş olur. Peygamberimiz, kurbanın, Hz. İbrahim'in sünneti olduğunu belirtmiştir: "Bu kurbanlar atanız İbrahim'in sünnetidir"

Bir aile için bir kurban yeterlidir. Hz. Peygamber (s.a.v.): "Ey insanlar, her ev halkına, yılda bir udhiye (kurban) gerekir." (İbn Mâce, Adâhî: 2) Bu hadîse göre bir ev halkı için bir kurban yeterlidir. Ebû Eyyûb el-Ensârî de şöyle demiştir: "Adam kendisi ve hane halkı için bir koyun kurban keserdi. Yerler ve yedirirlerdi. Nihayet halk bununla övünür hale geldi de bu gördüğün hale geldi (insanlar kurban kesmede birbiriyle yarışır oldular)." (Tirmizî, Adâhî, 10) sözü de bir aileye bir kurbanın yeterli olduğunu, Pey­gamber döneminde öyle herkes tarafından kurban kesilmediğini gösterir.

Değerli kardeşlerim, insanlar temelde kardeştir. Çünkü kökenleri birdir. İnancı ne olursa olsun Endonezya’da, Somali’de, Sirilanka’da insanlık çaresizlik içinde kıvranırken biz burada rahat edemeyiz. Nitekim Peygamberimiz, “Yanı başında komşusu aç iken karnını doyurup yatan kimsenin mü’min olmadığını” belirtmiştir. Şeyh Sa’di: “Beni Âdem a’zây-ı yek dîgerend Ki der âferîneş zi yek cevherend: Âdem oğulları, birbirinin organları gibidirler. Bir organ rahatsız olunca diğerleri de onun acısını duyar” sözüyle toplumsal bağlılık ve dayanışmaya işaret etmiştir.

Sevgili kardeşlerim, şu kurban bayramında kurban kesmek sünnettir. Buna vacip diyenler varsa da gerçekte sünnettir. Yoksullara, özellikle şiddetli ihtiyaç, açlık ve sefalet içinde kıvrananlara yardım etmek, farz derecesinde bir görevdir. Bayramda kurban kesmeyen, bayram sonu kurbanının parasını felaketzedelere, yurdumuzda barınan Suriyeli göçmenlere yardım olarak gönderirse büyük sevap işlemiş olur. Çünkü fıkıh kuralına göre bayram günlerinde kurbanını kesemeyen, bayramdan sonra kurbanın parasını sadaka olarak verir. Bazı aileler de birden fazla kurban keserler. Gerçekte bir aileye bir kurban yeter. Birden fazla kurban kesmek isteyen, bir tane kessin, diğer kurbanların parasını felaketzedelere göndersin.

Bir hayat kurtaran, bütün insanları kurtarmış gibi sevap kazanır. (Maide: 32) Allah ülkemizi ve bütün insanlığı felâketlerden korusun.

Bu münasebetle kurban ve kesimi hakkında özet bilgi sunmayı uygun buluyorum:

Kurbanın Vakti

Kurban kesmenin vakti, Kurban Bayramı günleridir. Bunlar bayramın birinci, ikinci ve üçüncü günleridir. Kurbanı, bayramın birinci günü kesmek daha iyidir. Bayram namazı kılınan yerlerde namazdan sonra, kılınmayan köy ve yaylalarda sabah namazının vakti girdikten sonra kurban kesilir. Gece kurban kesmek mekruhtur.

Kurbanı kesmeden sadaka vermekle kurban borcu ödenmiş olmaz. Fakat herhangi bir sebeple Bayram günlerinde satın alınıp kesilmeyen kurbanın parası sadaka verilir. Buna göre kurban kesmeyen, bayramdan sonra olmak üzere kurbanın parasını sadaka verir.

(devamı yarın..)