ŞEFÂ'AT (6)
Salı, 09 Haziran 2015 00:00

ŞEFÂ'AT (6)

(...dünden devam)

Esasen her can, eylemlerinin Kitâbıdır. Her canın üzerinde eylemlerinin izi vardır. Şefâat ile kötü izler silinmez, karalamalar da rûhun ışıklarını kapatmaz. Zaten Allah’ın huzurunda kendi izni, rızâsı olmadan hiç kimse söz söylemeğe cesaret edemez. مَنْ ذَا الَّذِي يَشْفَعُ عِنْدَهُ إِلَّا بِاِذْنِهِ: O’nun izni olmadan kendisinin katında kim şefâ‘at edebilir?”[1]O huzurda konuşmasına izin verilenler, ancak doğruyu söylerler[2]. Kötüyü iyi göstermeğe, fâsid insanları affettirmeğe çalışmazlar.

Kur’ân âhirette Yüce Dîvan'da peygamberlerin, şefâ‘atinden değil, suçlular aleyhine tanıklıklarından söz etmektedir: Şimdi şehâdet babında yazdıklarımızdan bir miktar alıntı yapalım:

وَنَزَعْنَا مِنْ كُلِّ اُمَّةٍ شَهِيدًا فَقُلْنَا هَاتُوا بُرْهَانَكُمْ فَعَلِمُوآ اَنَّ الْحَقَّ للهِ وَضَلَّ عَنْهُمْ مَا كَانُوا يَفْتَرُونَ: Her ümmetten bir şâhid çıkarırız: "Delîlinizi getirin!" deriz. Gerçeğin Allah'a âidol­du­ğunu bilirler ve uydurdukları şeyler kendilerinden sapıp gider. (Kasas: 49/75)

وَيَوْمَ نَبْعَثُ مِنْ كُلِّ اَمَّةٍ شَهِيدًا ثُمَّ لَا يُؤْذَنُ لِلَّذِينَ كَفَرُوا وَلَاهُمْ يُسْتَعْتَبُونَ (٨٤) ... وَيَوْمَ نَبْعَثُ فِي كُلِّ اُمَّةٍ شَهِيدًا عَلَيْهِمْ مِنْ اَنْفُسِهِمْ وَجِئْنَابِكَ شَهِيدًا عَلَي هــٰؤُلآءِ وَنَزَّلْنَا عَلَيْكَ الْكِتَابَ تِبْيَانًا لِكُلِّ شَيْءٍ وَهُدًي وَرَحْمَةً وَبُشْرَي لِلْمُسْلِمِينَ (٩٨): 84- Her ümmetten bir şâhid getirdiğimiz gün, artık ne nan­körlere izin verilir, ne de onların özür dilemeleri istenir... 89- Her ümmet içinde, kendi aralarından, aleyhlerine bir şâhid getireceğimiz gün, seni de bunların aleyhine şâhid getirmiş olacağız. Sana bu Kitâbı, her şeyi açıklayan ve Müslümanlara yol gösterici, rahmet ve müjde olarak indirdik! (Nahl: 70/84, 89)

فَكَيْفَ اِذَا جِئْنَا مِنْ كُلِّ اُمَّةٍ بِشَهِيدٍ وَجِئْنَا بِكَ عَلَي هــٰؤُ َلآءِ شَهِيدًا (٤١) يَوْمَئِذٍ يَوَدُّ الَّذِينَ كَفَرُوا وَعَصَوُا الرَّسُولَ لَوْ تُسَوَّي بِهِمُ الْأَرْضُ وَلَا يَكْتُمُونَ اللهَ حَدِيثًا (٢٤) : 41- Her ümmetten bir şâhid, seni de şunların aleyhine şâhid getirdiğimiz zaman nice olur? 42- Nankörlük edip Elçi’ye karşı gelenler, o gün yerin dibine geçirilmeyi isterler ve Allah’tan hiçbir söz gizleyemezler. (Nisâ: 98/41-42)

Kasas: 49/75. âyette, Kıyâmet günü Yüce Dîvân’da Allah’ın, huzurunda bulu­nan müşriklere, Kendisinden başka varlıkları tanrılaştırma­larının delîlini getirmelerini isteyeceği; o zaman yalnız Allah’ın gerçek Tanrı olduğunu anlayacakları ve uydur­dukları tanrıların kaybolacağı; Nahl: 70/84. âyette her millete bir şehîd getirileceği ve artık onların kendilerini savunmalarına izin verilme­yeceği; 89. âyette de her millete getirilecek şâhidin, yaptıkları kötülükleri, tevhîd ahlâkına aykırı davranışları açıkla­yan, aleyhlerinde bir şehîd olacağı, Hz. Muhammed'in de gönde­rildiği inkârcı kavmin aleyhinde şehîd olarak getirileceği belirtilir. Nisâ: 98/41-42. âyetlerde de her ümmetten bir şehîd ve Hz. Muhammed'in de şu kavme şehîd getirildiği zaman onların hallerinin vahîm olacağı, soru tarzında belirtilir ve o gün kâfirlerin, Elçi’ye isyan etmiş olanların, piş­manlıktan yerin dibine geçirilmiş olmayı arzu edecekleri; Allah’tan hiçbir sözü gizleyemeyecekleri vurgulanır.



[1]. Bakara: 92/255

[2]. Nebe’: 80/38, Zuhruf: 63/86, Tâhâ: 45/108-109

 

(devamı yarın..)