ANNE HAKKI
Cumartesi, 30 Mayıs 2015 00:00

ANNE HAKKI

Hayırlı  günler Hocam, Allah size sıhhat ve afiyet, hayırlı ömürler versin. Hocam benim derdim  anne hakkı.

Anneme, babamın vefatından beri herşeyiyle ben bakıyorum. 3 kız kardeşiz ama ben en küçük olduğum için  annemle benim bağlılığımız, birbirimiz için fedakârlıklarımız her zaman için çok daha iyiydi. 10 yıldır evime de aldım, eşim kızım ve annemle beraber yaşıyoruz. Son 4 yıldır annem ileri derecede demans hastası, yürüyemiyor, konuşamıyor ve kilolu olduğu için, bende de bel fıtığı var, kendim bakamadım ve 2 tane bakıcı  aldım, evde sanki hastane gibi her kolaylığı sağladım, herşeyini temin  etmekle de fiilen ilgileniyorum.

Ancak annemin bu koşullarıyla çok yakından ilgilenmem, neredeyse onunla birlikte nefes almam, beni büyük bir depresyona soktu, (benden sonra bakılamaz diye önce annemi sonra kendimi öldürüp bu dünyadan birlikte gitmek planları yapıyordum) sonunda 2 yıl önce 10 günlük bir sinir kliniğinde yatma durumum oldu, hastanede doktorlar bana annem için herşeyi yaptığımı artık annemle fazla vakit geçirmemem, kendime ve aileme de zaman ayırmam gerektiği konusunda beni ikna ettiler. Ama içimin rahat olmadığı bazı hususlar var.

Şöyle ki ;

 1. Hastane sonrası annemin yanına günde birkaç kez öpüp koklamak için giriyorum,  konuşamıyor ama gözlerinden beni görünce çok sevindiği belli oluyor. Bu şekilde annemle ilgilenmem minimuma indi diye Allah'tan korkuyorum.

2. Anneme bizzat değil de kadın tutarak baktırıyor olmam, anneme karşı görevlerimi yerine layıkıyle getirmediğim zannını uyandırıyor bende. Dini görevlerim açısından bizzat bakmam gerekiyor diye düşünüyorum.

3. Bazen sanki herşeyi anlarmış gibi ama “ben ölüme mi yaklaştım diye düşünür de üzülür” diye kendisinden helallik isteyemiyorum. Ya annem bana hakkını helal etmemişse diye çok korkuyorum.  Zira; Annem sağlığı yerinde iken oldukça dominant ve sert bir insandı, 50 yaşımda olmama rağmen bana çok karışıyor,  kocamın yanına dahi salmayıp hep onun yanında oturmamı istiyordu. Benim de asabi bir yapım var, çoğu kez çok tatlı geçinmeme rağmen, bazen annemin yanlış anlamasından, bazen de benim suçumdan ağlamasına neden olmuşluğum var. Benim üzme nedenlerim, onu korumak amaçlı hareketlerimden kaynaklanıyordu ama bunu daha yumuşak bir şekilde yapabileceğimi şimdi idrak ediyorum ama bu yaptıklarımdan dolayı anneme of deyip onu gücendirdiğim için Allah'ın emirlerine karşı geldiğime inanıyorum. Tövbe edip af diliyorum ama kul hakkı var, annemden helallik alamadığım için çok büyük günah içinde olduğuma inanıyorum ve bu beni kahrediyor.

Hocam, kendi hatalarımdan doğan problemlerimle sizi meşgul ediyorum, zahmet veriyorum, belki de üzüyorum. Beni affedin, hakkınızı helal edin. Allah sizden razı olsun. Saygılarımla, ...

Cevap: ..., siz de biliyorsunuz. İhtiyarlık, bakıma muhtaç çağ­larında anne babasına yetişen kimsenin, onları incitmemesi, yumuşak davranması, öf bile dememesi emrediliyor yüce Kur’ânımızda. Sizin yazdıklarınızdan anladığıma göre siz annenizi seviyorsunuz, elinizden gelen yardımı ve iyiliği de yapmışsınız ve yapıyorsunuz. Önemli olan onun yiyeceğini, içeceğini ve istirahatini temin etmektir. Bunu yaptığınız gibi üstelik ona bakmak için bakıcı da tutmuşsunuz. Bu çok güzel bir davranıştır. Günde bir iki kez yanına uğrayıp onu öpmeniz, halini sormanız yeterlidir. Her anınızı onunla geçirmek zorunda değilsiniz.

Hak helal ettirme meselesine gelince böyle bir şeye hiç gerek yok. Zaten yanına gittiğinizde o size gülüyorsa, sizden memnun oluyorsa hakkını helal etmiştir. Ayrıca söz ile “Hakkımı helal ettim” demesine gerek yoktur. Önemli olan gönülden helal etmek, memnun olmaktır. Size gülerek, severek bakan anne baba hakkını helal etmiştir. Hiçbir anne baba çocuğunun sıkıntı çekmesini, cehenneme gitmesini istemez, isteyemez. Rahat olun, böyle şeyleri kurarak hayatı kendinize zinden etmeyin. Kişi elinde olmayan şeylerden sorumlu değildir. “Allah, insana ancak gücünün yetebildiği şeyleri emreder.” İnsan gücünün yetmediği işlerden sorumlu değildir. Yalnız annenize kırıcı, kaba, sert söylemeyin. Daima yumuşak konuşun. Kur’ân’ın emri budur. Allah’tan size gönül huzuru vermesini dilerim.