AHZAB SURESİ 50 ÂYETİN TEFSİRİ (1) PDF 
Çarşamba, 27 Mayıs 2015 00:00

AHZAB SURESİ 50 ÂYETİN TEFSİRİ (1)

Hocam Ahzab Suresi 50 âyetin tefsiri konusunda bana yardımcı olursanız sevinirim. Hayırlı akşamlar, selam ve dua ile...

Cevap: Yüce Kur'ân'ın Çağdaş Tefsiri adlı eserimizde sözkonusu âyete yaptığımız tefsir şöyledir:

"Ey peygamber, biz, ücretlerini (mehirlerini) verdiğin eşlerini; Allâh'ın sana ganimet olarak verdiğ(i savaş esir)lerinden elinin altında bulu­nan(câriye)leri; amcanın, halalarının, dayının ve teyzelerinin seninle beraber göç eden kızlarını sana helâl kaldık. Bir de kendisini (mehirsiz olarak) pey­gambere hibe eden ve peygamberin de kendisini almak dilediği inanmış kadını, diğer mü'minlere değil, sırf sana mahsus olmak üzere (helâl kıldık). Biz, eşleri ve ellerinin altında bulunan(câriye)leri hakkında mü'minlere yapma­larını gerekli kıldığımız şeyi bil(dir)dik. (onların bu hususta ne yapması lâzım gel­diğini de daha önce açıkladık) ki, sana bir zorluk olmasın, (sen bir sıkıntıya, güç bir duruma düşmeyesin). Allâh çok bağışlayan, çok esirgeyendir." (Ahzâb: 50)

Tefsîr:

Ahzâb 50’nci âyette Peygamber(s.a.v.)e, helâl olan kadınlar sayılmak­tadır. Bunlar: 1) Hz. Peygamber'in, mehrini vererek evlenmiş olduğu eşleri, 2) Mülkü olan câriyeler, 3) Mekke'den hicret eden amca, hala, dayı ve teyzesi kızları, 4) Ve kendisini karşılıksız olarak Peygamber'e hibe eden kadınlardır. Demek ki Peygamber(s.a.v.)e, mevcut eşlerinden başka hicret eden amca kızları ve teyze kızlarıyla kendisini mehirsiz olarak bağışlayan kadın da helâldir. Peygamber isterse bunlarla da evlenebilir.

Çoğunlukla müfessirler burada, âyetin inişi sırasında Peygam­ber­(s.a.v.)­in nikâhı altında bulunan eşlerinin kastedildiğini söylerler. Fakat İbnu'l-'Arabî, haklı olarak bu görüşü kabul etmez. Çünkü "Biz sana mehirlerini ver­diğin eşlerini helâl kıldık" dedikten sonra ayrıca: "Amcanın kızlarını, halalarının kızlarını... da helâl kıldık" buyurulmak suretiyle ona, eşlerinden başka helâl kılınan kadınlar sayılıyor. Eğer amca, hala, dayı ve teyzesi kızları ile mevcut eşleri kastedilmiş olsaydı, eşlerinden sonra bunların ayrıca zikredilmesinin bir anlamı kalmazdı (Ahkâmu'l-Kur'ân: 3/1542-1543).

Âyete göre Peygamber (s.a.v.), eşlerinden ayrı olarak dilerse hicret eden amca, hala, dayı ve teyzesi kızları ve kendisini ona bağışlayan kadınlarla evlenebilir. Öteki kadınlarla ancak nikâh ve mehirle evlenir, fakat kendisini bağışlayan kadınla mehirsiz ve akitsiz evlenebilir. Diğer mü'minler de böyle kadınlarla evlenebilirler ama kendisini bağışlayan kadınla akitsiz ve mehirsiz evlenemezler. Bu, yalnız Peygambere özgüdür. Allah diğer mü'minlere, eşleri ve cariyeleri hakkında neyi farz kıldığını bilir. Allah'ın bu konuda onlara farz kıldığı şey, Nisâ Sûresinin 3-4’ncü âyetlerinde açıklanmıştır. Orada mü'minlere, hoşlarına giden bir, iki, üç ve dört kadınla evlenebilecekleri, bunlar arasında adâlet yapamayacaklarından korktukları takdirde bir tane almaları ve bir de câriyeleriyle yetinmelerinin uygun olacağı bildirilmiş ve evlendikleri kadınlara mehirlerini vermeleri, şayet kadınlar mehri bağışlarlarsa o zaman mehir vermeyebilecekleri buyurulmuş idi.

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş