HARAM ETLER HAKKINDA *** MÎRAS PAYI PDF 
Pazartesi, 25 Mayıs 2015 00:00

HARAM ETLER HAKKINDA

Hayırlı günler Hocam, eşimin işi sebebiyle belirli bir süre için ABD de bulunmak zorundayız, bu süre zarfında buradaki etlerden (market-Restaurant vs.) alıp almamak konusunda çok tereddüt yaşadık.Diyanet işleri bşk.sitesinden tefsir okuduk ama ikna olamadık zira ben ayetin açık olduğunu düşündüm yani burda "Bismillah" ile başlamadan kesilen hayvanın etini yiyemeyeceğimizi düşünüyorum. Fakat çeşitli tefsirlerden yola çıkarak ehli kitap olanların kestiklerinden yenilebileceği bir görüşte söz konusu. Sizin bu konudaki yorumunuz ve yönlendirmeniz bizim için çok kıymetli şimdiden çok teşekkür ederim. Saygılarımla...

Cevap: Kur'ân Hıristiyan'ın ve Yahudi'nin yani genel ifade ile Kitap ehlinin kestiklerinin helâl olduğunu vurguluyor. İşte âyet: "Bugün size iyi ve temiz şeyler helâl kılındı. Kendilerine Kitap verilenlerin yemeği, size helâl, sizin yemeğiniz de onlara helâldir." (Maide: 5) Hüküm bu, Allah'ın helal kıldığını kimse haram kılamaz. Bu Allah'a iftira ve dine de katma olur. Kimsenin dini daraltmaya hakkı yoktur. Haram olan domuz eti yemektir. Hıristiyanların teslisi, katıksız şirk değil bir yorumdur. Onlar İsa'yı Allah'ın düşünce oğlu sayarlar ve Tanrı'nın İsa biçiminde göründüğüne inanırlar. Aynı şeyi bizim Mutasavvıflarımız da Hz. Muhammed için söylemektedirler. Onlara göre de Allah ilk defa Hz. Muhammed'in ruhunu (nurunu) yarattı. Hz. Muhammed'in nuru, bütün evrenin aslıdır, mayasıdır. Bunu Nûrd-i Muhammedî tezi olarak açıklarlar. Bu konuda hayli hadis rivayetleri de vardır. Müslümanların bu tür inancı ile Hıristiyanların Teslis inancı arasında pek fark yoktur. Ama siz Hıristiyanları katıksız müşrik sayarsanız dini daraltmış olursunuz. Ebubekir Ömer döneminde Irak ve Suriye'de bulunan Müslüman askerler Hıristiyanların pişirdiklerini, kestiklerini yerlerdi. Hatta Hıristiyanların, seferde Müslüman askerleri üç gün misafir etmeleri, yapılan barış antlaşmasının bir şartı olarak konulmuştu. Olay budur. Siz ille yemek istemiyorsanız özgürsünüz.

 


 

MÎRAS PAYI

Selâmlar hocam, sorum şöyle:

1950'lerde annemin ilk evliliğinden bir kızı oluyor ve kız babasında kalmak üzere ayrılıyorlar.... Annemin yaptığı 2. evlilikten 2 erkek çocuğu oluyor.... Biz erkek çocukları bu durumdan 40-50'li yaşlarda haberdar oluyoruz.....60 lı yaşlarını süren o hanım (anne bir, baba farklı kardeşimiz) kendi evinde yalnız bir hayat sürüyormuş.... Şimdi annem'e haminne'sinden gelecek bir miktar nakit para (mîras ) söz konusu.

Yardımınızı istediğim sorum şudur: Kur'ân disiplini açısından annemin ilk evliliğinden olan bu kızına bu nakit mîras'tan ne miktar pay düşer ? Saygılarımla..

Cevap: Haminne dediğiniz herhalde annenizin annesi, yani sizin ninenizdir. Ondan annenize kalan miras, artık annenizin kendi malı olur. Anneniz yaşıyorsa haminnesinden kendisine kalan miras annenizin kendi malıdır. Bunu istediği gibi kullanır. Ama anneniz ölmüş ise size ne kadar pay düşerse öteki kocasından olan kızına da o miktar pay düşer. Ancak erkek evlat ile kız evlat arasında bir fark vardır. Kız çocuğu, erkek çocuğunun yarısını alır. Yani üç hisseden iki hisse erkeğe, bir hisse de kıza düşer. Meselenin dini hükmü budur.

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş