CUMANIN HÜKÜMLERİ (3) PDF 
Pazartesi, 20 Nisan 2015 00:00

CUMANIN HÜKÜMLERİ (3)

(...dünden devam)

Gerçek şudur ki Cuma ezânı okunurken namaza gitmeyip başka işle meşgul olmak, alışverişe devam etmek harâmdır. Alışverişin kendisi bizzat harâm değil, fakat namaz çağrısına uymamak harâmdır. Bundan dolayı mü'minin, bu âyetin kesin hükmüne uyarak Cuma günü ezân okununca işini gücünü bırakıp hemen câmi'e gitmesi Allah'ın buyruğu gereğidir.

Cuma namazı iki rek'attir. Hutbeden önce dört rek'at sünnet vardır. İbn Mâce'nin rivâyetinde Peygamber (s.a.v.), Cumanın farzından (ve hutbeden) önce dört rek'at kılardı. Abdullah ibn Ömer de Peygamber'in, Cumayı kıldıktan sonra evine gittiğini ve evinde iki rek'at kıldığını rivâyet etmiştir. Demek ki Cumanın farzından önce dört, farzından sonra da iki rek'at sünnet vardır. Fakat âyette emredilen, farz namazdır.

Son zamanlarda bazı kimseler, "İslâm’ın hükümleriyle idare edilmeyen yerlerde Cuma namazı kılınmaz" diyerek Cuma namazlarını boykot etmekte ve bu düşünceyi yaymaktadırlar. Cumayı farz kılan âyet geneldir. Cuma namazının kılınmasını, İslâm hükümlerinin uygulanması şartına bağlamamıştır. Cuma günü namaza çağırıldığı zaman Allah'ın zikrine koşmayı emretmektedir. Buna göre her nerede Cuma ezânı okunursa orada camiye koşmak, Allah'ın emridir. Bir kişinin rivâyetine dayanarak bu âyetin kesin ve genel hükmü bozulamaz. Bu tür davranış gerçeğe de aykırıdır. Es'ad ibn Zürâre, Peygamber'in emriyle değil, kendiliğinden ve henüz Medine'de İslâm hâkim olmadan, İslâm hükümleri uygulanmaz iken kırk kişi ile, başka bir rivâyete göre oniki kişi ile (Rûhu'l-Meânî: 28/102), Medîne dışında bir mahalle veya köyde Cuma namazı kıldırmıştır. Demek ki Müslümanlar, nerede cemâat bulurlarsa orada Cumayı kılarlar. Es'ad bu ilk Cumayı kıldırırken Medine'de İslâm hükümleri uygulanmıyordu, Müslümanlar da on iki veya kırk kişi kadar azınlık bir grup idiler.

***

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş