29.08.2011- Necasetin ne kadarı namazı bozar? *** Evlatlık sorunu
Pazar, 28 AÄŸustos 2011 17:59

Necasetin ne kadarı namazı bozar?

Samet Küçükçiftçi

Cevap: Yeni İslâm İlmihali adlı eserimizdendir:

• Hafif ve Galîz Necaset

a) Pis olduğuna dair şer'î bir delîl varken bunun tersine de bir delîl bulunan şeyler, "hafif pislik"tir. Bu tür pislikler, bir delîle göre necis görülmekte ise de diğer bir delîle göre temiz sayılmaktadır. Bunun için, bunlara hafif necaset denmiştir. Eti yenen hayvanların idrarları gibi. Hafif necaset, bir yerin veya elbisenin dörtte birinden fazlasına bulaşmış ise namaza mânidir, dörtte biri kadar veya bundan az ise namaza mâni değildir.

b) Pisliği hakkında şer'î bir delîl mevcûd olup tersine bir delîl bulunmayan necislere "galîz pislik" denir. Galîz necasetin akıcı olanında parmak diplerinden itibaren avuç içi kadarı, katı olanında dirhem miktarı namaza mâni değildir. Bundan fazlası mânidir.

İnsanın ve eti yenmeyen hayvanların idrarı, dışkısı, sperm suyu, leş, akmış kan, irin ve sarı su pistir. İdrar ve kan gibi akıcı olanların avuç içi kadarı, katı olanların dirhem miktarı namaza engel değildir, bundan fazlası namaza mânidir. Şafiî, Mâlikî, Hanbelî mezheplerine ve Hanefî imamlarından İmâm-ı Züfer'e göre galîz necasetin azı da çoğu da namaza mânidir. Bedeninde, elbisesinde veya namaz kılacağı yerde böyle bir pislik varsa önce onu temizlemek lâzımdır.

Pis olan kan, akmış kandır. Kesilmiş hayvanın damarlarında ve etlerinde kalan kan, ciğer, dalak ve yürek kanı, çekirge ve balık kanı, pire ve tahtakurusu gibi korunulması güç olan şeylerin kanı necis değildir. Bunlar namazın sıhhatine engel olmaz.

Eti yenen kuşların idrarı ve tersi temiz sayılır. At, deve, koyun gibi eti yenen ehlî ve vahşî hayvanların idrarı ve tersi, eti yenmeyen kuşların tersi hafif necasettir. Bunlar, değdiği yerin dörtte birinden fazla değilse namaza mâni değildir. Tabiî bu, zorunluluk halinde böyledir. İmkân olduğu zaman bu kadarını da yıkayıp temizlemek gerekir. Bir engel yok iken bu kadar pislikle namaz kılmak tahrîmen, bundan azı ile kılmak tenzîhen mekruhtur. Temizliğe çok dikkat etmelidir.

Cadde çamurları, hamam ve helâ gibi pis yerlerin sıçrayan damlaları, korunması güç şeyler olduğu için affolunmuştur.

Bakınız: Süleyman Ateş, Yeni İslâm İlmihali, s. 100-101

 

Evlatlık sorunu

Sayın Hocam, size uzun süredir yazmak istedim ancak fırsat bulabildim. Sorumu cevaplarsanız çok mutlu olacağım. Bizim çocuğumuz olmadı. İzmit depremi sonrası karar verip Sosyal Hizmetler Kurumuna başvurduk ve 2001 yılında bir erkek bebeği (terk edilmiş) evlat edindik. Oğlumuz şu an 9 yaşını doldurmak üzere ve tüm ailemizin yaşam kaynağı. Kendisi henüz tam olarak algılayamasa da ona nasıl bizim çocuğumuz olduğunu ve kalbimde büyüdüğünü söyledik. İslam’da evlat edinmenin yeri nedir? Bizim hiçbir zaman nesep değiştirmek gibi bir düşüncemiz olmadı. İslam dininde evlat edinme ile ilgili olarak İnternet bilgilerini okuduğumda hayrete düştüm. (İnternet bilgisine güvenilmemesi gerektiğini bildiğim halde). Bu konuda bizi aydınlatırsanız çok mutlu olacağım. Eşim ve benim inançlarımız çok güçlüdür. Elimizden geldiğince de İslam’ın kurallarına uymaya çalışıyoruz. İlginiz için teşekkürler. Saygılarımla. Emine B.

Cevap: Emine Hanım, elbette evinizde Kur'ân-ı Kerim meali vardır. Açın, Ahzâb Suresinin birinci sayfasını, 1-5. âyetleri okuyun. Orada evlatlığın hükmü belirtilmektedir. Daha önce mevcut olan bu uygulama âyette kaldırılmıştır. Bir insan bir çocuk alıp onu evladı gibi büyütür, yetiştirir. Bu çok da sevaptır. Çünkü Peygamberimiz: "Allah katında en sevimli ev, içinde yetime ikram olunan evdir!", "Yetime bakanla ben, cennete (işaret parmağıyla orta parmağını göstererek) şu ikisi gibi yan yana olacağız!" buyurmuştur. Bu böyledir ama o çocuk büyüdüğü zaman sizinle öz oğlunuz veya kızınız arasındaki hürmet (haramlık) bağı oluşmaz. Yani gerektiğinde o çocuk sizinle veya sizin kızınızla evlenebilir. Çünkü Kur'ân, evlatlıklarınız, sizin öz evladınız gibi değildir buyurmaktadır. İşte İslâm'ın hükmü budur. Sevgiler ve başarı dileklerimle.

 

 

   Copyright @ Süleyman AteÅŸ