MAUN SURESİ ÜZERİNDEKİ İLGİSİZ VE AŞIRI YORUM (2) PDF 
Pazar, 18 Ocak 2015 00:00

MAUN SURESİ ÜZERİNDEKİ İLGİSİZ VE AŞIRI YORUM (2)

(...dünden devam)

Maun Suresinin mesajını yok etmek için akıl almaz anlam kaydırmaları ve oyunlar sergilenmiştir. Sürekli bir biçimde Maun süresinin muhatabı olarak gayrimüslimler, müşrikler, yani İslam dışı unsurlar gösteriliyor. Surenin namazdan ibadetten söz eden 4.ayetine kadarının Mekke´de As bin Vail es-Sehmi, 4. ayetten sonrasının ise Medine´de münafıkların reisi Abdullah bin Übey bin Selül hakkında indiğini bile söyleyenler olmuştur. Oysaki surenin mesajı müşriklerle birlikte ve hatta onlardan da önce tevhit ehli sıfatı taşıyanlaradır: Yahudilere Hıristiyanlara ve Müslümanlara... Nasıl oluyor da bu sure Müslümanları müşrik ilan ediyor. Kur'ân Müslüman ile mümini birbirinden ayırmıştır. Allah İman-İslam ayrımına Zariyet suresinde müminle Müslüman'ı ayırmıştır. İman başka şey İslam başka şeydir imanda İslam vardır ama İslam'da iman olmayabilir. İman kalpte olana denir. İslam ise neseple intikal eder; mirasa hak kazandırır, kan, can güvenliği temin eder. Kişi mümin olmadığı halde müslüman olabilir ama müslüman olmadan mümin olamaz. Her mümin müslümandır ama her müslüman mümin olmayabilir. Müslüman sözü Allah'ın istediği anlamda sonsuz kurtuluş kimliği değildir. Bu nüfus kağıdı kimliğini taşıyanların pekala dinsiz imansız, hatta müşrik olabilecekleri bu sure tarafından hükme bağlanmıştır. Surenin dinci çevreleri ürkütücü temel sebebi iste budur. Bazı müfessirler bu ayetlerin münafıklar hakkında indiğini söylemişlerdir. Buna göre ayetlerin Medine'de inmiş olması gerekir. Çünkü münafıklar Medine'de vardı. Surenin tamamı çoğunluğun kanaatine göre Mekke'de inmiştir. Zira 4. âyet, takip ifade eden Fa´ ile başlar Fa´ kendinden sonraki cümleyi, öncesine bağlayan bağlaçtır. Bu cümle bağımsız inmiş olsa Fa´ ile başlamaz. Yani surenin tamamı Mekke'de inmiştir. Bir bölümü diğerinden ayrı inmiş olamaz. (Ates,Tefsir 11/115). Gerçek şu ki, Maun suresi herkesi uyaran tehdideden, titreten, hizaya getiren, ağır, sarsıcı, ürpertici bir tehdittir. Surenin mesajı budur. Bu surenin münafıklar hakkında indiği yolundaki rivayet tam bir bühtandir. O halde bu günkü talan dinciliğinin avukatları, bu anlam kaydırmalarından medet ummasın. Hitap Müslüman nüfus kağıdı taşıyanlaradır.

Ayetin, müminlerin gösteriş ve maske namaz kılanlara değil, müşriklerin salatlarına sataştığını düşünsek bile (Süleyman Ateş hoca böyle düşünüyor.), değişen bir şey olmaz. Çünkü müşrikler dinsiz değillerdi, namaz kılıyorlardı ancak Allah'a ortak koşuyorlardı. Riya da bir şirk olduğuna göre, riyakar musalli, resmiyette Müslüman da olsa müşriklik etmiş demektir. Süleyman Ateş'in Elmalı Hamdi Yazır hakkında, sarf ettiği şu sözlerin pratikte hiçbir anlamı yoktur: Bu âyet, müşriklerin namazlarını söz konusu ediyor. Bu namazların müminlerin namazı olduğunu söyleyen Elmalılı yanılmaktadır´´ (Ateş,Tefsir 11/118). Elmalı yanılmıyor, Ateş hoca yanılıyor.

(Hocam Yaşar bey burada sizin yanıldığınızı söylüyor)

Çünkü burada önemsenen, kamu haklarını talan edenlerin namazlı-niyazlı kişiler olabileceği ve bunların gerçekte birer din yalanlayıcı hükmünde tutulduklarıdır. Eğer başlangıçta mümin iken bunu yapmışlarsa zaten bunu yaptıkları anda müşrik konumuna geçeceklerdir.

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş