FOTOĞRAF YASAK MI (2)
Pazartesi, 08 Aralık 2014 00:00

FOTOĞRAF YASAK MI (2)

(...dünden devam)

Tapmak, tapınmak amacıyla olmadıkça bir sanat veya anı olarak evde resim bulundurmakta sakınca yoktur. Resme günah diyenler, ceplerindeki parayı, izledikleri televizyonları düşünsünler. TV'de izlenenler de resim değil mi? Hattâ gözün algılaması da aslında bir görüntü, resim değil mi? Kur'ân'da Hz. Süleyman'ın, heykeller yaptırdığı anlatılmaktadır (Sebe’: 10-13). Kur'ân övgü babında anlattığı bu konuda yasaklayıcı bir söylemde bulunmadığına göre resim yapmak veya fotoğraf çekmek, çektirmek haram değildir. Resmin günah olduğunu söyleyen rivayet, aslında Tevrat'tan sızdırılmış bir ifadedir.

Tevrât’ın Çıkış: 20/4-5. âyetlerinde şu emirler yer almaktadır: “Kendin için oyma put, yukarda göklerde olanın yahut aşağıda yerde olanın yahut yerin altında sularda olanın suretini (resmini) yapmayacaksın; onlara eğilmeyeceksin ve onlara ibadet etmeyeceksin...”

Levililer, 26/1-2. âyetlerinde de şöyle denilmektedir: “Kendinize putlar yapmayacaksınız ve kendiniz için oyma put ve dikili taş dikmeyeceksiniz ve önünde secde etmek için memleketinizde resimli taş kurmayacaksınız; çünkü ben Allahınız Rabbim.”

Bu metinlerden açıkça anlaşılacağı üzere Tevrât’ın resim ve heykel yasağı da bunlara tapma endişesinden kaynaklanmaktadır. Demek ki o zaman bunlar tapınmak için yapılıyor ve insanlar kendi elleriyle yaptıklarına tanrı diye tapıyorlardı. Tevrât, tapınmaya dayalı Yunan ve Mısır heykelciliğini yasaklamıştır. Eğer amaç tapınma ise, bu yasak İslâm’da da sürmüştür. Ama tapınma amacıyla değil, sırf sanat ve bugün olduğu üzere zorunluluk durumunda bir yasak söz konusu değildir. Zira zorunluluklar, sakıncaları yasallaştırır.

Böyle bir yasak olsaydı, Kur'ân'da buna en azından bir işaret bulunurdu. Peygamber’e yakıştırılan bu konudaki bazı hadîslerde çelişki gayet açıktır. Meselâ Buhârî’nin, erkekler ve kadınlar için kullanılması mekruh olan şeylerin ticaretinin hükmüne dair olan babında kaydettiği hadîs şöyledir:

Abdullah ibn Ömer demiş ki: “Bir kere Allah'ın Resulü (s.a.v.) Ömer (r.a.)'e bir ipek veya siyerâ (denilen sarı çubuklu) bir elbise gönderdi. Sonra Resûlullah bu elbiseyi Ömer'in üzerinde görünce dedi ki:

– Ben bu elbiseyi sana giyesin diye göndermedim. Bu ipekli elbiseyi, âhiretten nasibi olmayan erkekler giyer. Bunu sana satıp da yararlanasın diye gönderdim, dedi.”

Bu rivâyetteki çelişki ortadadır. Hem Peygamber, Ömer’e hediye olarak ipek elbise gönderecek, hem de ona “bunu giymesi için değil, satıp yararlanması için gönderdiğini, çünkü ipekli elbiseyi âhiretten nasibi olmayanların giyeceğini söyleyecek. Peki, ipekli elbiseyi âhiretten nasibi olmayan erkekler giyecekse Ömer bu elbiseyi kime satacak? Böyle haram bir şeyi satıp ondan para kazanmak da haram değil midir? Hâşâ Peygamber böyle çelişkili söz ve eylemden münezzehtir.

Kaldı ki Hz. Peygamber'in de önceleri yasaklamışken, tapınma endişesi tamamen ortadan kalktıktan sonra resmi serbest bıraktığına dair rivayetler de vardır. Bugün uygulaması imkânsız olan şeyleri dinin temeli gibi göstermek, dine yapılacak en büyük kötülüktür. Şimdi her taraf televizyon, fotoğraf makinesi dolu. Cep telefonları da birer fotoğraf makinesi oldu. Hâlâ fotoğrafı günah saymanın ne yararı var? Kim dinler bunu? Haram diyenlerin kendilerinin de fotoğrafları vardır. Hele onlar TV.lere çağrılsalar koşa koşa giderler. Elbette resme tapmak haramdır. Namazda secde edilecek yere fotoğraf koymak caiz değildir. Ama ayakaltında olsa bir sakıncası yoktur. Namaz kılanın önüne, yani kıble duvarına resim asılması uygun değildir. Ama odanın başka yerinde resim olması namaza engel değildir.

***